YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/28081
KARAR NO : 2020/4356
KARAR TARİHİ : 05.03.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
Gerekçe – hüküm çelişkisi, 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup, salt bu aykırılık bozma sebebidir.
Somut olayda; mahkeme ilamının gerekçesinde, davacının 1.140,67 TL net ihbar tazminatı alacağının tespit edildiği belirtilmiş ise de, mahkeme ilamının hüküm kısmında, 1.410,67 TL net ihbar tazminatı yönünde hüküm kurulmuştur. Diğer yandan, mahkeme ilamının gerekçesinde, “dosya bilirkişiye tevdi edilerek 06/01/2015 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Tarafların itirazı üzerine ek rapor alınmıştır. Tarafların ek rapora karşı da itirazı üzerine dosya başka bir bilirkişiye tevdi edilerek 28/09/2015 havale tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Hesap için alınan son bilirkişi rapor ve ek raporunun ayrıntılı ve gerekçeli oluşu,usul ve yasaya uygun bulunması mahkememizce denetime elverişli olacak şekilde hazırlanması sebebi ile itibar etmek gerekmiştir.” denilmiştir. Ancak, ilamın hüküm kısmında davacının diğer talepleri yönünden 28/09/2015 ve 05/01/2016 tarihli bilirkişi raporu ve ek raporu dikkate alınarak hüküm kurulurken yıllık izin ücreti alacağı yönünden 06/01/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği belirtilen 964,32 TL brüt izin alacağına hükmedildiği anlaşılmakla, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağına ilişkin olarak gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki açık olduğundan kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
E.D