Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/28070 E. 2020/4032 K. 03.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/28070
KARAR NO : 2020/4032
KARAR TARİHİ : 03.03.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, davacının davalı … bünyesinde Ticaret Sicil Müdürü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek ihbar tazminatı ile manevi tazminat alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Somut uyuşmazlıkta, iş sözleşmesi işverenin 02/02/2015 tarihli yazısı ile 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2-e,g,h (fesih yazısında 25. madde yerine hataen 24 yazıldığı kabul edilmiştir) alt bentlerine göre feshedilmiş olup, davacı işçi ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkemece davalı işverence davacıya ‘usulüne uygun, hatta daha da uzun sürede ihbar öneli verildiği’ gerekçesiyle ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de; 02/02/2015 tarihli fesih yazısında, iş sözleşmesinin İş Kanununun 17. maddesi bağlamında bildirimli olarak feshedildiği bildirilmemiş, işçiye herhangi bir bildirim süresi tanınmamış, aksine iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği açıklanmıştır. Dosya kapsamından, davacıya kıdem tazminatı ödendiği de anlaşılmaktadır. Bu halde, davacının 30/06/2015 tarihine kadar çıkışının yapılmamış olması, davacıya ‘usulüne uygun olarak’ bildirim süresi verildiğini göstermez. İhbar tazminatı, “bildirim süresinin hiç veya gereği gibi kullandırılmamasının” hukuki bir sonucudur. Sözleşmenin haklı feshi iddiasına karşılık feshin haksız olduğunun yahut fesih hakkının hak düşürücü süre içerisinde kullanılmadığının anlaşılması halinde de ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar. Somut olayda, bildirimli fesih yapılmadığı açık olup, haklı fesih iddiası ise ispat edilememiştir. Hal böyle olunca davacının ihbar tazminatına hak kazandığı kabul edilmelidir. Mahkemece hatalı hukuki değerlendirme yapılarak yazılı gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi yerinde değildir. Temyiz edilen kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.