YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/28040
KARAR NO : 2020/4022
KARAR TARİHİ : 03.03.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan Sağlık Bakanlığı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı Sağlık Bakanlığı’na ait hastanede değişen alt işverenler bünyesinde temizlik görevlisi olarak çalıştığını, bunun yanında hasta bakıcılığı, hasta giriş-çıkış işlemleri, hasta film çekimi, hasta tahlil işleri gibi bir çok işte hastalara yardımcı olmak üzere görevlendirildiğini, kullanamadığı yıllık izin alacaklarının bulunduğunu, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı şirket vekili, davacının amirlerine saygısızca davrandığını, yoğun bakımda olan ve bulaşıcı hastalığı bulunan bir hastanın yanına girilmesinin yasak olduğunu bildiği halde amirlerine karşı gelerek bu hastanın odasına girdiğini, bu hareketlerindenötürü çok kez savunmasının alındığını, işyerinde bulunan sağlık memuruna karşı da hakaret içeren sözler kullanarak işyerinin huzurunu bozduğunu, kıdem tazminatının asıl işveren olan kurum tarafından ödenmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sağlık Bakanlığı vekili, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, ayrıca davalı Bakanlığın işveren sıfatının bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı Sağlık Bakanlığı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Mahkemece, davacının 01.11.2005-01.07.2015 tarihleri arasında değişen alt işverenler bünyesinde çalıştığı kabul edilerek, bu süreye isabet eden alacaklardan davalı Bakanlığın sorumlu olduğu yönünde hüküm tesis edilmiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 01.11.2005-01.02.2007 tarihleri arasındaki döneme ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının bulunmadığı, bu dönemde davacının davalı Bakanlığa bağlı hastanede çalışıp çalışmadığının belirlenemediği, aynı şekilde davalı Bakanlık tarafından alt işveren şirketlere ait liste de sunulmadığı belirtilerek, çalışma süresi ile ilgili seçenekli hesaplama yapılmıştır. Mahkemece, söz konusu eksiklikler tamamlanmadan davacının çalışma süresi 01.11.2005-01.07.2015 tarihleri arasındaki süre olarak kabul edilmiş ise de, eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. Davacının tüm çalışma dönemine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları dosyaya getirtilmeli, davacının çalıştığı (önceki) işverenler ile bu işverenlere ait işyerlerindeki çalışma süresi netleştirilmeli, davacının uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı belirlenen işyerleri ile davalı Bakanlık arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı da açıklığa kavuşturulduktan sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Esik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
2-Davacı, davalı Bakanlık ile davalı şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğunu ileri sürerek bir kısım alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir. Dosya kapsamından, davalı şirket ile davalı Bakanlık arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu halde davalıların kıdem tazminatı alacağından birlikte sorumlu tutulmaları gerektiği açıktır. Mahkemece birlikte sorumluluk esası göz ardı edilerek, kıdem tazminatı alacağının sadece davalı Sağlık Bakanlığından tahsiline karar verilmesi bozma sebebidir.
3-Yıllık ücretli iznin uygulanmasına ilişkin kurallar, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 56. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre “yıllık ücretli izin işveren tarafından bölünemez. Bu iznin 53 üncü maddede gösterilen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesi zorunludur…İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez. Yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz.”
Somut olayda, davacının 150 gün izin hakkı bulunduğu, işverence sunulan kayıtlara göre 24 gün yıllık izin kullandığı kabul edilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işveren tarafından sunulan yıllık izin belgelerinin hangilerine itibar edildiği, hangilerine itibar edilmediği açıklanmamıştır. Hal böyle olunca, bilirkişi raporunun yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler bağlamında denetimi de mümkün olamamaktadır. Denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması yerinde değildir.
4-Harçlar Kanunu’nun 13. maddesine göre davalı Sağlık Bakanlığı harçtan muaf olduğu halde, bu husus göz ardı edilerek davalı Bakanlık aleyhine harca hükmedilmesi bir başka hatayı yön olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, 03.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.