YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/27524
KARAR NO : 2020/3185
KARAR TARİHİ : 20.02.2020
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalı şirkette iş makinası operatörü olarak 14.09.2013-17.05.2014 tarihleri arası çalıştığını, davacının sigortasının çok sonra yapıldığını, davalı işyerine ait Adana’daki şantiyelerinde çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak sonlandırıldığını, davacının son ücretinin 1.450,00 TL olduğunu, ancak aldıkları ücretin düşük gösterildiğini, davacının haftanın yedi günü 07.00-22.00 arası çalıştığını, 22.00 den sonra çalıştığının da olduğunu, dini milli bayram ve resmi tatillerde çalıştığını, yıllık izin ve fazla mesailerinin verilmediğini, baskı ile ibra ve belgeler imzalatıldığını beyan ederek fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının ücrete ilişkin iddialarının doğru olmadığını, davacının alacaklarının ödendiğini ve iş sözleşmesine son verildiğini, işyerinde dönemsel olarak fazla mesai yapıldığı ve ücretinin elden işveren tarafından ödendiğini, ödeme belgelerinde fazla mesai, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödendiğinin görüleceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında davalının savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Savunma hakkı Anayasamızın ‘Hak Arama Hürriyeti’ başlıklı 36. maddesinde “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın “açıklama ve ispat hakkı”nı da içerdiği vurgulanmıştır.
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracaktır.
Somut olayda; Mahkemece tanık deliline dayanan davalı tarafın tanıklarına yazılacak olan talimat için gider avansı yatırmak üzere bir haftalık kesin süre verildiği,belirtilen süre içinde gider avansının yatırıldığı ancak tanıklar dinlenmeden karar verildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece tanık listesinin süresinde sunulduğu ve gerekli avansın da dosyada mevcut olduğu dikkate alınarak, davalı tanıklarının dinlenmesi gerekirken, tanıklar dinlenmeden karar verilmesi hatalıdır. Davalının ispat ve savunma hakkının kısıtlandığı açık olup, kararın öncelikle yargılamanın usul hükümlerine aykırı olarak sonuçlandırılması sebebiyle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.