Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/27289 E. 2020/2709 K. 17.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/27289
KARAR NO : 2020/2709
KARAR TARİHİ : 17.02.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01.04.2011-25.07.2013 tarihleri arasında çalıştığını, ücret alacakları ödenmediğinden iş sözleşmesinin sona erdiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının hesaplamaya esas alınan hizmet süresi konusundadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu maddeye göre, hakimin tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu, talep edilenden fazla veya başka bir şeye hükmedemeyeceği açıkça belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde açık ve net bir biçimde 01.04.2011 – 25.07.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığını belirtmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının Sosyal Güvenlik Kayıtlarına göre 16.03.2010-25.07.2013 tarihleri arasında 2 yıl 4 ay 11 gün çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplamalar mahkemece hükme esas alınmıştır. Ancak ne var ki taleplerin 16.03.2010 tarihi esas alınarak hesaplanması sebebi ile ıslaha karşı zamanaşımı defi ileri sürüldüğü ve ek rapor alındığı görülmektedir. Davacının dava dilekçesindeki işe başlamaya ilişkin 01.04.2011 tarihi dikkate alınmadan, davacının talebi aşılarak, Sosyal Güvenlik Kayıtlarında 2010 yılı çalışması olmadığı halde davalı işyerinde çalışmış gibi hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması hatalı olmuştur. Taleple bağlı kalınarak belirlenen hizmet süresine göre alacakların hesaplanması gerekirken yazılı şekilde kabulü bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.