Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/27173 E. 2020/2022 K. 10.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/27173
KARAR NO : 2020/2022
KARAR TARİHİ : 10.02.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket nezdinde 08.06.2007 – 30.05.2013 tarihleri arasında aralıksız olarak çalıştığını, 2013 yılı Ocak ayı içerisinde fabrikanın Kemalpaşa ilçesine taşınacağının duyurulduğunu ve fabrikanın bazı bölümlerinin sökülmeye başlandığını, bu dönemde işveren tarafından birtakım belgelerin zorla imzalatıldığını, imzalamaması halinde ücretlerinin ödenmeyeceğini, ancak belgenin imzalanması halinde hafta tatili, genel tatil, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti alacaklarının ve ilaveten çift maaş ödeme yapılacağının belirtildiğini, bu nedenle söz konusu belgeleri imzalamak zorunda kaldığını, belgeleri imzalamasına müteakip bir müddet daha çalışmasını sürdürdüğünü, ancak yeniden bazı belgelerin imzalatılmak istendiğini, belgeleri imzalamayı kabul etmemesi üzerine iş sözleşmesine eylemli olarak son verildiğini ve bu tarihten sonra takip eden günlerde devamsızlık tutanakları düzenlenmek sureti ile işçilik hak ve alacaklarının ödenmesinden kaçınıldığı iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Taraflar arasında davacının fazla çalışması ile hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil çalışmalarının olup olmadığı ve söz konusu alacakların hesabı uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Öte yandan, yukarıda fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmalar açısından da geçerlidir.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık anlatımları ile puantaj cetvellerindeki sürelerin önemli ölçüde örtüştüğü gerekçesiyle, hesaplamaya konu dönem için her haftada 45 saatlik yasal sınır üzerinden, yasal çalışma sınırının ay bazında toplamı bulunarak, bu sürenin puantaj cetvelindeki aylık toplam çalışma süresinden mahsup edilmesi neticesinde o aya ait fazla çalışma süresi tespit edilmiştir. Yine aynı raporda, puantaj kayıtlarının incelenmesinde; davacının iş sözleşmesinin devamı süresince fazla çalışma yaptığı; ancak, fazla çalışma karşılığının bordrolara yansıtılarak ödenmediği sonucuna ulaşılarak davacının fazla çalışma ücretine hak kazanabileceği mütalaa edilmiş, fazla çalışma alacak hesabının münhasıran yazılı belgelere göre yapıldığı ifade edilerek indirim uygulanmamıştır. Mahkemece işveren kayıtları ile örtüşmeyen ve davacının fazla çalışma yapmadığına ya da ayda belirtilen saatlerde fazla çalışma yaptığına ilişkin matbu dilekçelere itibar edilmemesi isabetli ise de, sunulan puantaj kayıtlarına davacının imzasını içermemesi nedeni ile itibar edilmesi yerinde değildir.
Fazla çalışmanın olup olmadığının yukarıdaki ilkeler ve mahkemece dinlenen taraf tanık anlatımları çerçevesinde değerlendirilmesi ve davacının haftalık fiili çalışma süresinin belirlenmesi, fazla çalışması var ise davacının çalıştığı süre göz önüne alınarak hesaplanacak tutar üzerinden makul bir indirim yapılarak alacağın hüküm altına alınması gerekmektedir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Diğer taraftan; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, puantaj cetvelleri ile bordroların birbiriyle uyumlu olduğu, puantaj cetvellerinde hafta tatili izni kullandığının belirtildiği, imzalı bordrolara nazaran tanık anlatımları ile değerlendirme yapılamayacağı gerekçeleriyle davacının hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacak istemlerinin reddine karar verilmiştir. Ancak, dosya kapsamındaki davacının imzasını içeren ücret bordrolarında yer alan “haftalık tatil” adı altındaki tahakkukların incelenmesinden, bunların ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışılmadan hak kazanılan günlük yevmiye tahakkukları olduğu, yine hafta tatili ücreti açısından da anılan tahakkukların zamlı ödemeyi içermediği anlaşılmakla, mahkemece tanık anlatımları çerçevesinde davacının hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmasının olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile anılan alacak istemleri yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 10.02.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.