Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/2624 E. 2017/2392 K. 16.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2624
KARAR NO : 2017/2392
KARAR TARİHİ : 16.02.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacılar murisi …’nın, davalı …’e ait petrol istasyonunda sorumlu müdür ve muhasebeci olarak 1997 yılında çalışmaya başladığını ancak sigorta girişinin yapılmadığını, 1999-2000 yılları arasında …’in oğluna ait … Petrol’de, 2000-2007 yılları arasında … adına sigortalı olarak gösterildiğini, kısa bir süre askerlik için işten ayrıldıktan sonra yeniden davalı şirketin sahibi …’in işyerinde işe başladığını, bu kez …’in oğlu …’e ait … Yapı Kooperatifinde üçer ay arayla sigorta girişinin yapıldığını, Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri tarafından … Yapı Kooperatifi İnşaat İşletmesinde yapılan resmi kontrolde davacının kooperatifte çalışmadığının anlaşılması ve yasal işlem başlatılması üzerine resmi olarak … Yapı Kooperatifinde sonrasında ise yine kendilerine ait … Hukuk Bürosunda sigortalı olarak gösterildiğini, 2011 yılının 5. ayına kadar belirtilen istasyonda ve … Yapı Kooperatifinde sigortalı çalıştığını, …’in işyerini oğlu … ve …’e devrettiğini, resmi olarak devirden sonra son iki yıl hukuk bürosundan sigortalı gösterildiğini, 15.05.2011 tarihinde ihbar öneline uyulmaksızın ve haklı bir neden gösterilmeksizin iş akdinin feshedildiğini, davalıya ait iş yerinde 7 gün izin yapmaksızın kış döneminde 08.00-21.00-22.00, yaz döneminde ise 08.00-22.00-23.00 saatleri arasında aralıksız çalıştığını, bu sürecin tanker boşaltma zamanlarında haftanın en az iki günü gece yarılarına kadar uzadığını, hafta tatillerinde ve dini bayramlarda çalıştığını, çalıştığı süre içinde yıllık izin hakkını kullanmadığını, kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer işçilik haklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının şirket bünyesinde hiç çalışmadığından davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Çalışma hayatında işçinin sigorta kayıtlarında yer alan işverenin dışında başka işverenlere hizmet verdiği, yine işçinin bilgisi dışında birbiri ile bağlantısı olan işverenler tarafından sürekli giriş çıkışlarının yapıldığı sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bu gibi durumlar için Yargıtayın önceki içtihatlarında “şirketler arasında organik bağ”dan söz edilerek kıdem tazminatına hak kazanma, hesap tarzı yönlerinden aralarında bağlantı bulunan bu işverenlerin birlikte sorumluluğuna gidileceği kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece bozma ilamı sonrasında yapılan inceleme ve araştırma neticesinde, davacının hizmet kaydında yer alan 09.11.1999-18.11.2007 ile 25.03.2009-15.05.2011 tarih aralıklarındaki çalıştığı işyerleri ile davalı firma arasında organik bağ bulunduğu ve davalı firmanın davacının taleplerinden sorumlu olduğuna hükmedilmiştir.
Davacının 09.11.1999-31.07.2000 tarihleri arasında çalışmasının kayıtlı olduğu 11001010 sicil nolu … Petrol isimli işyeri ile ilgili organik bağ ilişkisinin delili olarak ortaklarından birinin ve aynı zamanda şirket müdürü olan kişinin “…” soyadlı olmasının gösterildiği; yine davacının 06.07.2001-31.03.2002 tarihleri arasında çalışmasının kayıtlı olduğu 11004634 sicil nolu … İnşaat Şirketi hakkında ise herhangi bir kayıt getirilmeden ve bağın ne şekilde tespit edildiği gerekçeli kararda açıklanmadan ilgili tarih aralıklarındaki çalışmalar bakımından davalı şirketin sorumlu tutulduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle … Petrol ve … İnşaat işyerleri ile davalı firma arasındaki ilişkinin içeriği yeterince araştırılmadan eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmiştir. Bu sebeple, davacının dava edilen çalışma döneminde çalışmasının kayıtlı olduğu anlaşılan 1001010 sicil nolu … Petrol ile 11004634 sicil nolu … İnşaat Şirketi işyerleri ile davalı firma arasından herhangi bir bağ ve irtibat olup olmadığını tespite yarayacak ticaret sicili, Sosyal Güvenlik Kurumu, vergi kayıtları ve benzeri hususların sağlıklı ve ayrıntılı bir şekilde araştırılması, davalı şirket ile aralarında bağ var ise bunun delilleri ve gerekçeleri ile ortaya konulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Ayrıca yargılama içeriğinde, önceki bozma ilamı sonrasında davacı tarafın 20.04.2016 tarihli ıslah dilekçesi sunduğu ve Mahkemece ıslah talebi içeriğindeki miktarların hükme esas alındığı anlaşılmaktadır.
Gerek mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 84. maddesinde gerekse 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 177. maddesinde ıslahın ancak tahkikat tamamlanıncaya kadar yapılabileceği hükme bağlanmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 13.05.2016 tarihli ve 2015/1 esas ve 2016/1 karar sayılı ilamında da bozma sonrası ıslahın mümkün olmadığı kesin bir şekilde belirtilmiştir. Bu sebeple, Mahkemece kabulüne karar verilen alacakların bozmadan sonra yapılan ıslah doğrultusunda hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.