Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/25976 E. 2020/6608 K. 11.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/25976
KARAR NO : 2020/6608
KARAR TARİHİ : 11.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Davacı temyizi yönünden;
Yargıtay tarafından temyiz incelemesi yapılabilmesi için, temyiz harç ve giderlerinin temyiz eden tarafından mutlaka tam olarak yatırılması gerekir.
Temyiz giderleri, dava dosyasının Yargıtaya gönderilmesi ve temyiz incelemesinden sonra Yargıtay tarafından dosyanın mahkemeye iadesi için gereken giderler ile temyiz incelemesi sırasında Yargıtayda ve temyiz incelemesi sonrası yerel mahkemede yapılması gereken tebligatlar için gerekli giderleri kapsar.
Temyiz harçları ise (Mahkemece alınması gereken temyiz harçları) başvurma harcı ile karar ve ilam harcından oluşmaktadır.
Başvurma harcı harçlar yasasında düzenlenmiş, her yıl miktarı değişen maktu bir harç olup temyiz eden tarafından yatırılması zorunludur.
Nispi harca tabi davaların kabulüne ilişkin kararların temyizi halinde, Mahkemece hükmedilen miktar üzerinden hesaplanan nispi karar ve ilam harcının dörtte birinin nispi temyiz karar harcı olarak yatırılmalıdır.
Mahkemece verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiş olup, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 10.05.2016 tarihli geri çevirme kararı ve Dairemizin 13.12.2019 tarihli yazısı sonrasında Mahkemece temyiz yoluna başvurma harcı ve nispi temyiz karar harcının bir haftalık kesin sürede tamamlanması, aksi halde temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılacağı ihtarını içerir muhtıranın davacı vekiline tebliğ edildiği ancak, verilen kesin süre içinde söz konusu harçların yatırılmadığı anlaşılmıştır. Tebliğ edilen muhtıraya rağmen temyiz karar harcı ile temyiz yoluna başvurma harcı yatırılmadığından, 6100 sayılı Kanun’un geçici 3. maddesi ile uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 432. maddesi gereğince davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
Davalı temyizi yönünden;
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında giydirilmiş ücrete yemek yardımının dahil edilip edilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Kural olarak ücretin miktarı ve ekleri gibi konularda ispat yükü işçidedir. Giydirilmiş ücretin tespitinde, 4857 sayılı Kanun’un 32. maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler dikkate alınır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır. Buna göre, dava dilekçesinde davacının yemek yardımına ilişkin bir beyan bulunmamasına rağmen, mahkemece hükme esas bilirkişi raporunda davacının giydirilmiş ücretine yemek yardımı eklenerek hüküm kurulması 6100 sayılı Kanun’un 26. maddesine göre talep aşımı mahiyetinde olup hatalıdır. Anılan husus gözetilmeden hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücreti alacağı olup olmadığı konusunda uyuşmazlık vardır.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanıklarının beyanları dikkate alınarak yaz – kış ayrımı yapılmaksızın haftalık 21 saat fazla çalışma ücreti alacağı hesaplandığı görülmektedir. Ancak, davacı tanıklarının beyanlarında davacının çalışma düzeninin yaz- kış ayrımı yapılarak ifade edilmiştir. Bu beyanlara göre; kışın 08.00-19.00 saatleri arasında 11 saat çalışma ve 1 saat ara dinlenme gözetilerek günlük 10 saat olmak üzere haftalık 60 saat çalışmadan yasal 45 saatlik çalışma mahsup edildiğinde haftalık 15 saatlik fazla çalışma yapıldığı, yazın ise 08.00-20.00 saatleri arasında 12 saat çalışma ve 1,5 saat ara dinlenme gözetilerek günlük 10,5 saat olmak üzere haftalık 63 saat çalışmadan yasal 45 saatlik çalışma mahsup edildiğinde haftalık 18 saatlik fazla çalışma yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, kabul edilen haftalık fazla çalışma süresi dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Kararın bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
4-Ayrıca, kabul edilen miktarlara göre davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinde fazlaya hükmedilirken, indirimler dışında reddedilen miktara göre de davalı lehine hükmedilen miktarlar yönünden olması gerekenden daha aza hükmedilmiştir.
5-Diğer yandan, dava tarihi 18.09.2014 olmasına rağmen fazla mesai, genel tatil ve yıllık ücretli izin alacaklarının bir kısmı yönünden faiz başlangıçlarında dava tarihinin 18.01.2013 olarak belirtilmesi de hatalı olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 11.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.