Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/2595 E. 2017/2396 K. 16.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2595
KARAR NO : 2017/2396
KARAR TARİHİ : 16.02.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Davacı vekili, davacının davalı …’un taşımacılık işlerini alt işveren olarak yürüten … A.Ş.’nde, 19.01.1998 tarihinde çalışmaya başladığını ve halen çalıştığını, davalı …’un faaliyet konusunun şehir içi toplu ulaşımı sağlamak olduğunu, …’un tek faaliyet konusu olan bu işi diğer davalı …’a alt işveren olarak verdiğini, … A.Ş.’nin de tek faaliyet konusunun Büyükşehir Belediyesi, … ve …’a personel temin etmek olduğunu, işçilere emir ve talimatları …’un verdiğini, davalılar arasında sözde kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup, esas amacın toplu sözleşme ile getirilen yükümlülüklerden kaçınmak olduğunu, muvazaa nedeniyle davacının …’un işçisi sayılması ve Belediye İş ile … arasında imzalanan TİS’den yararlandırılması gerektiğini, … ile Belediye İş Sendikası arasında imzalanan TİS’de kabul edilen sosyal yardımların bir kısmının … ile Genel İş Sendikası arasında imzalanan TİS’de bulunmadığını, bir kısmının ise daha düşük uygulandığını, …’ta çalışan şoförler ile aynı işi yapıyor olmasına rağmen, ücretinin daha düşük olduğunu, … işçisi gibi kabul edilmesi halinde fark ücret, fazla mesai ve hafta tatili ücreti alacaklarının doğacağını iddia ederek ücret farkları, fazla mesai ücreti farkı, hafta tatili ücreti farkı, TİS’ten kaynaklanan ve hiç ödenmeyen, ayrıca eksik ödenen sosyal yardım farkı (ilave tediye vs) fark işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaaya dayalı olduğunun tespitine, davacının davalıya ait işyerinde faaliyette bulunan sendika dışında farklı sendikaya üye olması nedeniyle fark alacak talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, tarafların temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Daresinin, 22.05.2015 Tarih, 2015/11713 esas – 2015/9671 karar sayılı ilamı ile; “2-…Somut olayda davacının muvazaalı işlem nedeniyle baştan itibaren … Genel Müdürlüğünün işçisi sayılması gerektiği dikkate alındığında … Büyükşehir Belediyesine bağlı bir kamu kuruluşu olan davalı … Genel Müdürlüğü’nün 6772 sayılı Yasa kapsamında kaldığı anlaşılmakla davacının ilave tediye alacağı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi hatalıdır.
3. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun belediyenin yetki ve imtiyazları başlıklı 15/F ve 67.maddesinde ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu‘nun 7/p maddesinde toplu taşıma sistemlerini kurmak, kurdurmak, işletmek ve işlettirme işlerinin Büyükşehir Belediyesinin görev ve yetkileri arasında sayıldığı, davalı … Belediyesinin toplu taşım hizmetlerini kendisine bağlı … Genel Müdürlüğü aracılığı ile yürüttüğü, … Genel Müdürlüğü’nün 27.07.1943 tarihli 4483 sayılı … Tramvay ve Elektrik Tüketim A.Ş. İmtiyazıyla Tesisatının Satın Alınmasına Dair Mukavelenin Tasdiki ve Müessesenin İşletilmesi Hakkındaki Kanun ile kurulmuş … Büyükşehir Belediyesine bağlı ancak ayrı kamu tüzel kişiliğine haiz müstakil bütçeli kamu kuruluşu olduğu, … Genel Müdürlüğünün yerine getirdiği hizmetlerin sözleşme ile değil kanunla kendine verilmiş toplu taşım hizmetleri olması, ayrı tüzel kişiliği bulunması, yapılan ihale ve işlerin idaresinin … Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmesi nedenleri ile …’nin de muvazaalı işlemin tarafı kabul edilmesi hatalıdır. Muvazaalı işlemin tarafı olduğundan davacının sadece baştan itibaren … Genel Müdürlüğü işçisi olduğunun kabulü gerekir. …’de ulaşım hizmetlerinin … tarafından yerine getirilmesi nedeniyle davacının husumette yanılarak davayı … Genel Müdürlüğü yanında …’ne de yönelttiği, hasımda yanılmanın kabul edilebilir nitelikte olduğu anlaşılmakla … hakkındaki davanın reddi gerekse de yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği dikkate alınmalıdır.
… hakkında açılan davanın husumetten reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçeleri ile bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacının çalışma süresine göre ve sunulmuş bir kısım bordrolardan tespit edilen ücret ilgili dönem bakımından esas alınarak, bordro sunulmayan dönem bakımından ise asgari ücrete göre oranlama yapılarak tespit edilen ücret üzerinden hesaplanan ilave tediye alacağının davalılar … Genel Müdürlüğü ve … A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, … yönünden açılan davanın husumet yokluğu sebebi ile reddine, bozma kapsamı dışında bırakılan alacak kalemlerinin reddine karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalılar … Genel Müdürlüğü ve … A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekirki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.1960 gün ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı kararından dönmesi mümkündür.
6772 sayılı Kanun Ek 1. maddesine göre “Bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilave tediyelerden ayrı olarak, her yıl için her biri bir aylık istihkakları tutarını (hafta ve genel tatil ücretleri dahil) geçmemek şartıyla toplu iş sözleşmeleri ile en çok iki ikramiye daha verilebilir.” Ek Madde 2’ye göre ise “6772 sayılı Kanun kapsamı dışında kalan işyerlerinde çalışan işçilere toplu iş sözleşmeleri ile en çok dört, münhasıran yer altında çalışan işçilere en çok beş ikramiye ödenebilir.” hükmü getirilmiştir. Davalı işyeri 6772 sayılı Yasa kapsamında kaldığından, davacıya yılda dört tam maaş tutarında ikramiye verilmesi mümkün değildir. Davacıya 6772 sayılı Kanun gereği elliiki günlük ve toplu iş sözleşmesi gereği de en fazla iki maaş tutarında yevmiye verilebileceğinden toplamda yılda yüzoniki günlük ikramiye ödenmesi gerekir.
Bu kapsamda, muvazaalı ilişki nedeniyle davacının baştan itibaren … … Genel Müdürlüğünün işçisi sayıldığının tespitine karar verilmesinden sonra, davalı işyeri 6772 sayılı Kanun kapsamında kaldığından, davacının 6772 sayılı Kanun gereği ilave tediyeye hak kazandığı konusunda şüphe bulunmamaktadır. Ancak Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Daresinin, 22.05.2015 tarih, 2015/11713 esas – 2015/9671 karar sayılı bozma ilamının ilave tediye alacağına ilişkin (2) numaralı bendinin, 6772 sayılı Kanun Ek 1. maddesi değerlendirilmeden verildiği ve bu yönünün maddi hataya dayandığı anlaşıldığından, bozma ilamının (2) nolu bendinin ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalılar … Genel Müdürlüğü ve … Genel Hiz. Oto Özel Eğit. İtf.ve Sağlık Hiz. Tic. AŞ.’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosya içeriğine göre davacı işçi ile davalı işverenler arasında ilave tediye alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İlave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun ile düzenlenmiştir. Kanunun 1 inci maddesinde, Devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca yararlanacak kişiler açıkça belirtilmiştir.
Buna göre;
A. İşveren kapsamı yönünden Devlete ve ona bağlı olmak üzere,
1. Genel, katma ve özel bütçeli daireler,
2. Sermayesi değişen kurumlar,
3.Sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar,
4. Belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar,
5. 3460 ve 3659 sayılı Kanun kapsamına giren, sermayesinin tamamı Devlete ait olan veya bu sermeye ile kurulan iktisadi Devlet kuruluşları,
3460 sayılı Yasa bugün itibari ile yürürlükte olan bir yasa değildir. 3659 sayılı Yasa ise, banka ve Devlet kurumlarında çalışan memurların aylıkları ile ilgili düzenleme getirmiş ve halen yürürlüktedir. Bu Yasanın 1. maddesinde, kapsama dahil kurumlar daha ayrıntılı açıklanmıştır.
Yukarıda belirtilen kurumlarca, sermayesinin yarısından fazlasına iştirak suretiyle kurulan kuruluşlar ve bunların aynı nispette iştirakleriyle vücut bulan kurumlar, ticaret ve sanayi odaları ve borsalar veya satın alınıp belediyelere bağlanan müesseseler de Kanun kapsamına alınmıştır.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ekli cetvellerde sayılmıştır. Bu cetvellerde Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu idareleri, Özel Bütçeli İdareler, Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar ve Sosyal Güvenlik Kurumlarında çalışanların kanun kapsamında olduğunun kabulü gerekir.
Sonuç itibari ile kapsam bakımından, Devlet tarafından yasa ve yasanın verdiği yetki ile idari işlemle kurulan ve kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan kamu tüzel kişilikleri ve bunlara bağlı kuruşlarda iş sözleşmesi ile çalışanlara uygulanacağı görülmektedir.
04.07.1956 tarih 6772 sayılı Yasaya 2448 saylı Yasa ile eklenen 6772/Ek-l maddesi ile ilave tediyelerin toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılması halinde buna sınır getirilmiş ve “Bu Kanun uyarınca işçilere yapılan ilave tediyelerden ayrı olarak, her yıl için her biri bir aylık istihkakları tutarını (hafta ve genel tatil ücretleri dahil) geçmemek şartıyla toplu iş sözleşmeleri ile en çok iki ikramiye daha verilebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda Toplu İş Sözleşmesi ile yukarıda belirtilen kurumlarda çalışan işçilere en çok iki ay daha ilave tediye ödeneceğinin kararlaştırılabileceği, bu miktar üzerinde ödeme yapılacağı şeklindeki düzenlemenin yasal sınırı aşan miktarda geçersiz olacağını kabul etmek gerekir.
Davalı … ile … Genel İş Sendikası arasında yapılan Toplu İş Sözleşmesinin 40. maddesindeki hükümlerine göre, sendika üyesi işçilere sözleşmenin yürürlük tarihinden itibaren 112 günlük ücretleri tutarında ikramiye ödeneceği ve 01.04.2011 tarihinden sonra işe girmiş olan sendika üyesi işçilere ise 56 günlük ücretleri tutarında ikramiye ödeneceği düzenlenmiştir.
6772 sayılı Yasa kapsamında belirlenmiş olan 52 günlük ilave tediye dışında, söz konusu sendikanın üyesi olan işçilere TİS’in ilgili hükmü gereği, en çok iki aylık yani 60 günlük ücreti tutarında ilave tediye daha ödeneceği, 6772 sayılı Yasaya göre de (26 X 2=52 günlük) olmak üzere toplam 112 günlük ikramiye verilebileceği şeklindeki düzenleme ile en fazla ödenecek ikramiye miktarına sınırlama getirilmiştir. Buna göre; yasal sınırı aşan düzenlemeler, aşılan miktar oranınca geçersiz sayılacaktır. Bu durumda, davalının Toplu İş Sözleşmesinde öngörülen, 112 günlük ikramiye ve ilave tediye ödeneceğine ilişkin hükmün, 52 günlük kısmının, 6772 sayılı Yasa gereği ödenmesi gereken ilave tediye alacağı olduğunun kabulü gerekmektedir.
Dosya kapsamına göre; Mahkemece, ilave tediye adı altında ödeme yapılmadığı belirtilerek davanın kabulü ile yıllık 52 günlük ilave tediye ücreti ödenmesine karar verilmiştir. Ancak dosyada tüm dönem bordroları mevcut değildir. Bu durumda, davacıya ikramiye ve ilave tediye alacağının tüm çalışma dönemi için ne kadar ödendiği dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Mahkemece, öncelikle davacıya ödenmesi gereken ikramiye ve ilave tediyeleri gösteren tüm bordroların temin edilmesi, ardından TİS kapsamındaki ilgili hükümler açısından, davacının işe başladığı tarih de gözetilerek, davalı tarafından yapılan ödemeler ile eksik ya da yasal sınırı aşan ödeme olup olmadığının ortaya konulduğu, denetlemeye açık bilirkişi raporunun dosyaya kazandırılması gerekmektedir. Alınacak rapora ve yapılacak değerlendirmeye göre, 6772 sayılı Yasa Ek-1 maddesi ve TİS’in ilgili hükümleri ve özellikle çalışmaya başlama tarihi de dikkate alınarak, ödenen ikramiye tutarı ile ödenmesi gereken tutar arasındaki farka göre, davalının kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla ilave tediye alacağı farkı hesaplanmalı, davacı gibi 01.04.2011 tarihinden önce işe başlayan ve toplam ödenen ikramiye miktarı yıllık 112 günlük ücreti tutarında olan sendika üyesi işçiler için talep mükerrer ödemeye neden olacağından davanın reddi gerekeceği gözönünde bulundurulmalıdır.
Yazılı sebeplerle, Mahkemece eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde ilgililere iadesine, 16.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.