Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/25481 E. 2020/2120 K. 10.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/25481
KARAR NO : 2020/2120
KARAR TARİHİ : 10.02.2020

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ,davalı aleyhine açılan işe iade davasının kabul edildiğini ve kesinleştiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalının Cevabının Özeti:
Davalı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıp çalışmadığı noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı haftalık olarak çalıştığını, haftanın 7 günü bir hafta 07:00-19:00, bir hafta 19:00- 07:00 saatleri arasında çalışarak fazla çalışma yaptığını iddia etmiştir. Davacı tanıkları beyanlarında sabah vardiyasının 07:00-19:00 arası, akşam vardiyasının 19:00-07:00 saatleri arasında olduğunu, 1 hafta 7 gün boyunca çalışıldığını, sonraki 1 hafta istirahatli olduklarını, bir hafta sabah vardiyasında çalıştıktan sonraki çalışılan hafta gece vardiyasında çalışıldığını beyan etmişlerdir.
Ne var ki davacı tanıkları … ve … tarafından haftanın 7 günü bir hafta 07:00-19:00 , bir hafta 19:00- 07:00 saatleri arasında çalışarak fazla çalışma yaptıkları iddiası ile fazla çalışma ücreti istemli olarak davalı işveren aleyhine aynı mahkemede 2014/661 esasa ve 2014/662 esasa kayıtlı olarak açılan davalarda, davacılar … ve …’nın 1 hafta çalışıp 1 hafta dinlendikleri, günde 12 saat çalıştıkları, 1,5 saat ara dinlenme düşüldüğünde günlük 10,5 saat çalıştıkları , haftanın 6 günü çalışma olduğu buna göre davacının haftalık çalışma süresinin 63,5 saat olduğu bu bağlamda haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş, Dairemizce incelenen kararlar fazla çalışma ücreti hesabı yönünden isabetli bulunmuş ve fazla mesai ücreti alacağına ilişkin mahkeme kabulü bozma konusu yapılmamıştır.
Dosya kapsamı tanık beyanları, yapılan işin niteliği ve emsal dosyalar kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, aynı işyerinde aynı şekilde çalışan işçiler açısından farklı çalışma düzeni söz konusu olamayacağından, davacının davalı işyerinde 1 hafta çalışıp 1 hafta dinlendiği, haftanın 6 günü günde 12 saat çalıştığı ve 1,5 saat ara dinlenme kullandığı böylelikle günlük 10,5 saat çalışma yaptığı, haftalık çalışma süresinin 63,5 saat olduğu, davacının haftalık toplam 18 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmek suretiyle fazla çalışma ücreti hesaplanarak hüküm altına alınması gerekir iken davacının haftalık 21 saat fazla çalışma yaptığının kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.