Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/25458 E. 2017/6545 K. 28.03.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/25458
KARAR NO : 2017/6545
KARAR TARİHİ : 28.03.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin asıl işveren … bünyesinde güvenlik görevlisi olarak çalışmakta iken, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı firma tarafından 21.04.2016 tarihinde haklı bir neden gösterilmeksizin fesih edildiğini, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin tek taraflı geçersiz nedenle fesih edildiğinin tespiti ile aynı iş yerinde, aynı görev tanımı ve unvanı ile özlük haklarında her hangi bir değişiklik olmaksızın işe iadesine, işe iade edilmediğinde boşta geçecek 4 aylık çalışma süresi ile işe başlatmama tazminatının Kanun’un öngördüğü en yüksek hadden davalılardan müştereken ve müteselsilen sorumluluk ilkesi doğrultusunda tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … vekili; davacının …. nin çalışanı olup sigortası, emeğinin karşılığı olan ücreti vs. çalıştığı şirket tarafından karşılandığını ve iş sözleşmesinin bu şirket tarafından fesih edildiğini, davacının iş sözleşmesinin sona ermesinde müvekkil idarenin hiç bir sorumluluğu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. vekili; iş sözleşmesinin sona erdirilmesi için geçerli nedenlerin var olduğunu, davacı dışında başka çalışanların da iş sözleşmesinin feshedildiğini, müvekkili şirketle … arasındaki tüm sözleşmelerin … tarafından feshedildiğini, ihale yolu ile kendilerine yeni bir iş verilmediğini, feshin son çare olması ilkesine uyulduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davacının iş sözleşmesinin davalı işverence davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin iptali gerekçesiyle fesih edildiği, dayanılan fesih nedeninin davacı işçinin iş sözleşmesinin feshini gerektirir geçerli bir neden olmadığı, davalı alt işverence davacının başka işyerinde çalıştırılması imkanı bulunup bulunmadığının değerlendirilmediği, davalı alt işveren şirket tarafından ifa imkansızlığı nedeni ile davacının iş akdinin feshedildiği savunulmuş ise de asgari ücretteki artış nedeni ile davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin iptal edilmesinin davalı asıl işverenin güvenlik görevlisi ihtiyacı için yeniden ihaleye çıkacak olması hususu ile birlikte değerlendirildiğinde davacının iş sözleşmesinin feshi için geçerli bir neden olmadığı, davacının iş sözleşmesinin davalı işverence feshinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davacının … Güv. Hiz. A.Ş.’deki işe iadesine, davacının yasal sürede işe başvurusuna rağmen işveren tarafından yasal sürede işe başlatılmaz ise ödenecek tazminatın miktarının davacının dört aylık ücreti tutarı olarak belirlenmesine, davacının süresinde başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine, belirtilen davacı alacaklarından her iki davalının müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, kanuni dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinde işletmenin, işyerinin veya işin gerekleri kavramına yer verilmiş, işletmesel karar kavramından söz edilmemiştir. İşveren yönetim hakkı kapsamında amaç ve içeriğini belirlemekte serbest olduğu kararlar alabilir. Geniş anlamda işletmesel karar işçinin iş sözleşmesinin feshi dahil olmak üzere işverenin işletme, işyeri ile ilgili ve işin düzenlenmesi konusunda bu kapsamda aldığı her türlü karardır.
İşletmesel karar söz konusu olduğunda kararın yararlı veya amaca uygun olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılamaz. Kısaca işletmesel kararlar yerindelik denetimine tabi tutulamaz. İşverenin serbestçe işletmesel karar alabilmesi ve bunun kural olarak yargı denetimi dışında tutulması şüphesiz bu kararların hukuk düzeni tarafından öngörülen sınırlar içinde kalınarak alınmış olmalarına bağlıdır.
İş Kanunu’nun 20. maddesinin 2. fıkrasında feshin geçerli nedenlere dayandığının ispat yükü işverene verilmiştir. İşveren ispat yükünü yerine getirirken feshin biçimsel koşullarına uyduğunu içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli veya haklı nedene dayandığını kanıtlamalıdır. Bu kapsamda işveren fesihle ilgili karar aldığını, bu kararın istihdam fazlası meydana getirdiğini, tutarlı şekilde uyguladığını ve feshin kaçınılmaz olduğunu ispatlamalıdır.
Feshin işletme, işyeri ve işin gereklerinden kaynaklanan nedenlerle yapıldığı ileri sürüldüğünde bu konuda işverenin işletmesel kararı aranmalı, işgörme ediminde ifayı engelleyen, bir başka anlatımla istihdamı engelleyen durum araştırılmalı, işletmesel karar ile istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediği, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı (tutarlılık denetimi), işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı (keyfilik denetimi) ve işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığı (ölçülülük denetimi-feshin son çare olması ilkesi) açıklığa kavuşturulmalıdır.
Somut olayda, güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, davalılar arasındaki özel güvenlik alımı işine dair sözleşmenin davalı asıl işveren … tarafından feshedilmesi sebebiyle diğer davalı alt işverence feshedilmiştir. Davalılar arasındaki özel güvenlik alımı işine dair sözleşmenin sona erdirilmesine yönelik işveren kararı işletmesel karar niteliğinde olup yukarıdaki açıklamalarda da belirtildiği üzere yerindelik denetimine tabi değildir. Dosya içeriğine göre davalılar arasındaki özel güvenlik alımı işine dair sözleşmenin sona ermesinden sonra aynı işyerinde ihaleyi kazanan firma ile davalı alt işveren arasında herhangi bir organik bağın varlığı iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda davalılar arasındaki özel güvenlik alımı işine dair sözleşmenin sona erdirilmesi nedeniyle davalı alt işveren şirketinde istihdam fazlalığının ortaya çıkması kaçınılmaz olup yargısal denetimin sadece feshin son çare olması ilkesi kapsamında yapılması gerekmektedir. Bu doğrultuda davalılar arasındaki özel güvenlik alımı işine dair sözleşmenin sona erdiği tarihte davalı alt işverenin başka işyerlerinin olup olmadığı ve davacının bu işyerlerinde değerlendirilme imkanının bulunup bulunmadığının belirlenmesi söz konusu ilkenin uygulanması noktasında önem arzetmektedir. Mahkemece bu yönde gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davalı şirketin fesih tarihinde davacıyı çalıştırabileceği başka işyerlerinin olup olmadığı, bu işyerlerine fesih tarihinden kısa bir süre önce ve sonra davacı ile aynı vasıflarda yeni işçi alımı yapılıp yapılmadığı araştırılarak, davacıyı çalıştırabileceği başka işyeri ve yeni işçi alımı yok ise davalılar arasındaki özel güvenlik alımı işine dair sözleşmenin sona ermesine ilişkin bu durumun geçerli fesih sebebi oluşturacağı kabul edilerek davanın reddine, var ise feshin son çare olma ilkesine uyulmadan yapılan feshin geçersizliğine karar vermekten ibarettir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 28.03.2017 gününde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.