Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/2471 E. 2017/1331 K. 06.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/2471
KARAR NO : 2017/1331
KARAR TARİHİ : 06.02.2017

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, davacının 01.12.2007-27.08.2010 tarihleri arasında çalıştığını, ücretlerinin ödenmemesi gerekçesiyle iş akdini haklı nedenlerle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile fazla çalışma, yıllık izin, asgari geçim indirimi ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik yapılan bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla mesai alacağının hesaplanması hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Somut olayda, bozma ilamında belirtildiği üzere davacının 16.00’ya kadar çalıştığının kabulü ile 06.00-16.00 saatleri arasında 10 saat, 1 saat ara dinlenme ile haftanın 6 günü 9 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek dava zamanaşımı itirazı dikkate alınarak 20.06.2008-28.08.2010 tarihleri arası dönem hesaplanmış, imzasız ücret bordroları ile banka kayıtları karşılaştırılarak 2008 yılı Ekim, Kasım ayları ile 2009 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları fazla mesai ücretlerinin ödendiği kabulü ile bu aylar hesaplamadan dışlanmıştır. Ücret bordroları incelendiğinde, dışlanan ayların ücret bordrolarındaki fazla çalışma tahakkuklarının zamsız olduğu bir başka deyişle, sadece çalışılan saat karşılığı ücretin zamsız olarak ödendiği görülmektedir. Mahkemece, belirtilen aylar yönünden ücret bordrolarında davacının çalıştığı belirtilen fazla çalışma saatinin % 50 zamlı ücret miktarının hesaplanması gerektiği gözetilmeden bu aylar tümüyle dışlanarak yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulması hatalı olmuştur.
3-Ulusal bayram ve genel tatil alacağının hesabı taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 47. maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunu’nun 2. maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
Buna göre; genel tatil günleri, 1 Ocak, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos günleri ile Arife günü saat 13.00’da başlanan üçbuçuk günlük Ramazan Bayramı ve Arife günü saat 13.00’de başlayan dörtbuçuk günlük Kurban Bayramı günlerinden oluşur. Ulusal bayram günü 28 Ekim saat 13.00’ten itibaren başlayan 29 Ekim günü de devam eden birbuçuk gündür. 2429 sayılı Kanun’un, 5892 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi uyarınca da, 1 Mayıs genel tatil günüdür. İşçinin ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesiyle kararlaştırabilir.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarından, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıt taşımaması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının yapıldığını yazılı delille kanıtlaması imkân dahilindedir.
Somut olayda, dini bayramlarda 1 gün hariç çalışıldığı ve ayrıca resmi bayram günlerinde de çalışıldığı yönündeki mahkeme kabulünün bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu kabule göre ve imzasız ücret bordroları ile banka ödemeleri karşılaştırılarak hesaplama yapılmış, buna göre davacıya 2008 yılında 2.5 gün ödeme yapılmadığı, 2009 yılı alacağının ödendiği, 2010 yılında ise 3 gün karşılığı alacağın ödenmemiş olduğu belirtilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının ücret bordroları sunulmayan 2008 yılında 2.5 gün 2010 yılında ise 3 gün karşılığı ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklısı olduğu, ücret bordroları sunulan aylar bakımından ise tahakkuk bulunduğu kabul edilmiş ise de; dosyaya sunulan hesaplama dönemine ait ücret bordroları incelendiğinde, davacının aylık ücretinin ödendiği ve ulusal bayram ve genel tatil tahakkuku bulunmadığı görülmektedir. Şu halde, ücret bordrolarında tahakkuk bulunduğu kabulü ile ücret bordroları sunulan dönemin hesaplamadan dışlanması hatalıdır.
4-Davalı … Mağaza Gıd. Tek. Pet. Elk. Tur. Nak. Taah. San. A.Ş. şirketinin ünvanının karar başlığında … Teks Pet. Tur. Nak. San. Tic. A.Ş. olarak hatalı gösterilmiş olması da ayrı bir bozma nedenidir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.