Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/23989 E. 2019/16496 K. 17.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/23989
KARAR NO : 2019/16496
KARAR TARİHİ : 17.09.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalı Belediyeye ait işyerinde diğer davalı şirket bünyesinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, taraflar arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisi bulunduğunu, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir neden olmadan feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücretinin davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … vekili, Belediye ile davalı şirket arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisi kurulmadığını savunarak davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Güvenlik Sistemleri Özel Güv. Tic. Ltd. Şti vekili, davacının üstlenilen ihale kapsamında belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını, ihale süresinin bitimi sebebiyle iş sözleşmesinin sona erdiğini, kıdem tazminatı alacağından diğer davalının sorumlu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz :
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma ücreti yönünden, davacının tanığının anlatımı doğrultusunda düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, güvenlik görevlisi olarak çalışan davacının vardiyası bittikten sonra, davalı … tarafından organize edilen etkinliklerde görevlendirildiği, bu sebeple 2011-2012 yıllarında haftanın 5 günü 08:00-17:00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenmesi kullanarak (17:00-08:00=9-1=8×5=) 40 saat çalıştığı, ayrıca haftanın 3 günü 18:00-24:00 saatleri arasında 0,5 saat ara dinlenmesi kullanarak (24:00-18:00=6-0,5=5,5×3=)16,5 saat çalışarak haftada 11,5 saat üzerinde fazla çalışma yaptığı sonucuna varılmıştır. Ne var ki, davalı tarafça aynı döneme ilişkin imzalı nöbet devir teslim listeleri sunulmuş olup, söz konusu listelerde 07.00-15.00, 15.00-23.00 ve 23.00-07.00 şeklinde üçlü vardiyaya dayalı bir çalışma düzeninin bulunduğu çizelgelerin davacı tarafından da imzalandığı tespit edilmektedir. Fazla çalışma iddiasının ispatına yönelik olarak, dosya kapsamında nöbet devir teslim listeleri ile tanık anlatımları dışında başka bir delil bulunmamaktadır. Mahkemece davacının vardiyası bittikten sonra etkinliklerde görevlendirildiği gerekçesiyle vardiya çizelgeleri yerine tanık anlatımına itibar edilmiş ise de, nöbet devir teslim listelerinde davacının sadece 07.00-15.00 vardiyasında değil, başka vardiyalarda da görev yaptığı görülmektedir. Hal böyle iken, davacının 2011-2012 yıllarında sürekli olarak 08.00-17.00 arasında çalıştığı, bu sürenin bitiminden sonra da haftada 3 gün 18.00-24.00 saatleri arasında etkinliklerde görevlendirildiğinin kabulü yerinde değildir. Öncelikle davalı tarafça dosyaya sunulan nöbet devir teslim listeleri ve bu listelerdeki imzalar konusunda davacının beyanı alınmalı, ayrıca nöbet listelerindeki çalışma düzeni ve vardiya saatleri titizlikle incelenerek, davacının beyanı ve tanık anlatımı ile uyumlu olup olmadığı yeniden değerlendirilmelidir. Yapılacak incelemenin sonucuna göre, kural olarak yazılı kayıt bulunan dönem yönünden tanık anlatımına itibar edilemeyeceği hususu da nazara alınarak, davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanamadığı noktasında bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde değildir. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-Davacı taraf, dava dilekçesinde ücretinin asgari geçim indirimi, yol ve yemek yardımı dahil olmak üzere NET 1.500,00 TL olduğunu ileri sürmüş, bilirkişi tarafından kıdem tazminatı hesabına esas ücretin belirlenmesinde davacıya ait ücret bordrosu esas alınarak, davacının 30 günlük brüt ücretinin 1.287,23 TL olduğu belirlenmiştir. Bu miktara 26 günlük yol ücreti olan 113,88 TL ile 26 günlük yemek ücreti 692,38 TL eklenerek tazminata esas ücretin 2.093,70 TL (günlük 69,79 TL brüt) olduğu belirlenmiştir. Ancak ücret bordrosuna göre, yol yemek ve ücret dahil olmak üzere davacıya yapılan toplam ödemenin net tutarı yani asgari geçim indirimi hariç 1.504,18 TL ve net istihkak da 1.584,51 TL dir. Buna göre, tazminata esas ücretin belirlenmesinde asgari geçim indirimi hariç net ücretin brüt ücrete çevrilmesi suretiyle öncelikle aylık ücretin belirlenmesi, ardından davacıya bir ay içinde fiilen çalıştığı günlere göre yapılan yol ve yemek yardımının nakdi karşılığı eklenerek sonuca gidilmesi gerektiği gözetilmeli, sonucuna göre davacının talebinin aşılıp aşılmadığı da değerlendirilmek suretiyle tazminata esas ücret belirlenmelidir.
Temyiz edilen kararın yukarıda belirtilen sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 17.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.