Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/23519 E. 2019/15707 K. 10.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/23519
KARAR NO : 2019/15707
KARAR TARİHİ : 10.09.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı Belediyeye ait işyerinde değişen alt işverenler bünyesinde cadde ve sokak temizlik işinde kesintisiz olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından emeklilik sebebiyle feshedildiğini beyan ederek bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının Belediye ile dava dışı şirketler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi gereğince ilgili şirketler tarafından istihdam edildiğini, bu şirketlerin davaya dahil edilmesi gerektiğini, davacının çalıştığı döneme ait kıdem tazminatı alacaklarının taksitler halinde ödendiğini, davacının vardiyalı olarak çalıştığını bu nedenle fazla çalışmasının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Davacının dava dilekçesinde, günlük çalışma düzeni, ara dinlenme süresi veya haftada kaç gün çalıştığına yönelik olarak beyanı bulunmamaktadır. Mahkemece davacı tanıklarından işveren aleyhine dava açmayan tanığın anlatımına itibar edilerek, davacının günde 8 saat çalıştığı, böylece haftada 3 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. Ancak, (tanıklık tarihi itibariyle halen) işyerinde çalışan ve davacı ile aynı işi yapan tanığın beyanı “Biz Süpürgeciler mayısın sonunda başlayıp Eylülün sonunda biten yaz sezonunda sabah saat 06.00’da işbaşı yapar, saat 10.00 da işi bırakır, saat 13.00 te yeniden başlar, akşam saat 17.00 de işi sonlandırır, geriye kalan kış aylarında sabah saat 06.00’da işbaşı yapar, saat 10.00 da işi bırakır, saat 12.00’de yeniden işe başlar, saat 16.00’da işi sonlandırırız, haftada 6 gün çalışma olur,” şeklindedir. Görüldüğü gibi tanık, Mayıs sonunda başlayıp Eylül sonunda biten yaz sezonu ile geriye kalan döneme ilişkin olarak farklı çalışma düzeni olduğunu beyan etmiştir. Hal böyle iken, yaz ve kış sezonu arasında bir ayrım yapılmadan, davacının tüm yıl haftada 3 saat fazla çalışma yaptığının kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacının çalışma düzenini bilen ve husumetli olmayan davacı tanığı …’in bildirdiği çalışma düzenine göre, davacının yaz ve kış döneminde fazla çalışma yapıp yapmadığı ayrı ayrı belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde değildir.
3-Mahkemece iş sözleşmesinin davacı tarafından emeklilik sebebiyle feshedildiği kanaatine varılarak kıdem tazminatı alacağı hüküm altına alınmıştır. Davacı taraf, dava dışı alt işverene hitaben yazdığı 05/05/2014 tarihli dilekçesinde yaş haddinden emekli olabilmek için işlemleri başlatmak üzere kendi isteği ile istifa etmek istediğini bildirmiştir. Ancak bu yazı ekinde, yaşlılık aylığı almaya hak kazandığına dair belge bulunmamaktadır. Bu sebeple öncelikle davacının yaşlılık aylığına hak kazanıp hak kazanmadığı yöntemince araştırılmalı, sonucuna göre davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı belirlenmelidir. Ayrıca davacının fesih tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanması, kıdem tazminatı ödenmesi için yeterli ise de faiz yönünden yeterli değildir. Davacının yaşlılık aylığı almaya hak kazandığına dair bir belgeyi işverene sunup sunmadığına yönelik olarak araştırma yapılmalı, sonucuna göre kıdem tazminatı alacağına uygulanacak faizin başlangıç tarihi belirlenmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
Kabule göre ise, davacıya 12 taksit halinde ödenen 1.020 TL kıdem tazminatının hesaplanan kıdem tazminatı alacağından mahsubu sırasında, ödeme tarihinden fesih tarihine kadar işlemiş yasal faiz tutarının hesaplanarak toplam miktardan düşülmemesi bozma sebebidir.
4-Davacının dilekçesinde ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı veya hangi günlerde çalıştığı yönünde bir beyanı bulunmamaktadır. Aynı şekilde yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının da davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığına yönelik herhangi bir beyanı yoktur. Şu halde, davacı ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispat edememiştir. Mahkemece ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinin reddi gerekirken, davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılması hatalıdır.
Temyiz edilen kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.