Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/23194 E. 2019/14611 K. 01.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/23194
KARAR NO : 2019/14611
KARAR TARİHİ : 01.07.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı apartmanda 03/11/2010-06/05/2013 tarihleri arası çalıştığını, iş akdine işverence haksız olarak son verildiğini, kıdem ihbar tazminatı ile izin ücretine yönelik olarak 4.155,59 TL ödendiğine ilişkin ibraname imzalatılmasına rağmen, açık çıktığı gerekçesi ile mahsup yapıldığı belirtilerek ödeme yapılmadığını, bu ibranın geçerli bir ibra olmadığını, fesih sonrası hak ettiği alacakların işverence ödenmediğini belirterek, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile fazla çalışma ücretlerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir..
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Taraflar arasında; davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma, ulusal bayram genel tatili ve hafta tatilinde çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Çalışma düzenin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı, ulusal bayram genel tatili ile hafta tatilinde çalışma yapılıp yapılmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti, ulusal bayram genel tatili ve hafta tatili ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve hafta tatili alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatili ile hafta tatili alacaklarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, davacının kalorifer yakma ücreti adı altında ücretinden ayrıca ücret aldığı bu nedenle fazla çalışma alacağının bulunmadığı ancak mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, kış aylarında ortalama 15.00 dan itibaren kalorifer yaktığı ve son olarak 23.00 civarı kömür atıldığı kabul edildiğinde 1 saat kalorifer yakma işi, 01.30 saat kontrol ve son 1 saat kömür attığı kabul edildiğinde 2, 5 saat çalıştığı, 06.00-07.00 arası ekmek ve servis, 09.00- 10.30 arası ekmek dağıtımı, 15.30- 16.30 çöp toplama, 1 saat asansör ve çevre temizliği, 1, 5 saat merdiven yıkama işi olmak üzere toplam günlük 6 saat çalışma ve 2,5 sat kömür yakma olarak 8,5 saat çalıştığı ve Aralık – 15 Mart döneminde haftalık 6 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Ancak dosya içerisinde yer alan belgelere göre, davacıya kalorifer yakması için ayrıca ücret ödenmiş olup belgeler davacı tarafından imzalanmıştır. Mahkemece, yapılan bu ödemeler mahsup edilerek davacının fazla çalışma alacağının bulunup bulunmadığı belirlenmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasında davacının yıllık izin ücreti alacağının hesaplanması noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü, işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut olayda, davacı davalı iş yerinde 2 yıl 6 ay 3 gün çalışmış olup 28 gün yıllık ücretli izne hak kazanmıştır. Dosya içerisinde yer alan yıllık ücretli izin defteri başlıklı belgeye göre, davacıya 3. yıl çalışması için hak kazanmadığı halde 7 günlük yıllık izin ücretinin ödendiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından davacıya ödenen 7 günlük yıllık izin ücretinin takas ve mahsubu talep edilmesine rağmen mahkemece bu yönde bir değerlendirme yapılmadan hüküm kurulmuştur. Davacının hak etmiş olduğu yıllık izinlerini kullandığı ancak 7 gün karşılığı ücretinin ise fazla ödendiği anlaşıldığından ödenen bu miktar davacının alacaklarından mahsup edilmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 01/07/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.