Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/23145 E. 2019/15038 K. 04.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/23145
KARAR NO : 2019/15038
KARAR TARİHİ : 04.07.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş sözleşmesine haklı bir neden olmadan son verildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatlarının ve bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı işçinin hafta tatili kullanıp kullanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.

Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanığının anlatımından hareketle davacının 01.8.2007-14.09.2013 tarihleri arasında hafta tatili kullanmadan çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ne var ki, beyanı hükme esas alınan davacı tanığı, davalıya ait işyerinde 18.06.2012-5.12.2013 tarihleri arasında çalıştığını ifade etmiştir. Tanığın beyanına ancak davacı ile birlikte çalıştığı dönem bakımından itibar edilebilir. Mahkemece, davacı tanığının davacı ile birlikte çalıştığı dönem SGK kayıtları ile tespit edilip sadece bu dönem için hafta tatilinde çalışmanın ispatlandığı, belirtilen süre dışında davacının hafta tatili gününde çalışmaya devam ettiğini yöntemince ispatlayamadığı kabul edilmelidir.
Mahkemece belirtilen husus gözetilmeden davacının çalıştığı tüm süre için hafta tatili ücreti alacağının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 04.07.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.