Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/23139 E. 2019/15034 K. 04.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/23139
KARAR NO : 2019/15034
KARAR TARİHİ : 04.07.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin haklı bir sebep gösterilmeksizin işverence feshedildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; iş sözleşmesine haklı bir sebep olmaksızın işçi tarafından istifa dilekçesi verilmek suretiyle son verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre, iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle sonlandırıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı yasal süresi içerisinde taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece davacının şahsi gerekçeleriyle istifa ettiğini beyan ettiği dilekçe verdiği, davacı yanca istifa dilekçesinin baskı ile alındığı iddia edilmiş ise de bu iddinın ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Ne var ki; varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir.

Davacı, işverenin ücretini ve diğer haklarını vermek için kendisinden istifa dilekçesi vermesini istediğini, aslında işverence 10.09.2013 tarihinde haklı bir sebep olmaksızın iş sözleşmesinin sonlandırıldığını iddia etmiştir. Davalı ise davacının devamsızlık yaptığını, nedeni sorulduğunda yeni bir iş bulduğunu beyan ederek istifa dilekçesi verdiğini savunmuştur. Dosya içerisinde bulunan gerek el yazılı gerekse bilgisayar çıktısı olan istifa dilekçelerinin her ikisi de 12.09.2013 tarihli olup istifa dilekçelerinde davacının şahsi gerekçeler ile kendi isteği ile ayrılmak istediği, gerekli işlemlerin yapılmasını talep ettiği yazılıdır. Ancak davalı işverence Sosyal Güvenlik Kurumuna davacının çıkış tarihi 11.09.2013 tarihinde 10.09.2013 olarak ve çıkış nedeni ise “Kod 4: Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı bir sebep bildirilmeden feshi” olarak bildirilmiştir. Şu halde, istifa dilekçesinin verildiği tarihin işverence Sosyal Güvenlik Kurumuna çıkış bildirilmesinden bir gün sonra olduğu görülmektedir. Davalı işveren, davacının başka bir iş bulduğu için ayrıldığını savunmuş ise de; dosya içerisinde bulunan 08.01.2013 tarihli SHC’ye göre davacının 10.09.2013 tarihinden sonra başka bir işyerinde çalışması bulunmamaktadır. Davalı işverenin haklı sebeple kendi feshine dayanmadığı, iş sözleşmesinin davacı tarafından istifa vermek suretiyle sona erdirildiğini savunduğu da dikkate alındığında, iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar gerektirmeyecek şekilde son bulduğunu ispatla yükümlü işverenin bu yükümünü yerine getiremediği, istifa dilekçesi verilmeden önce zaten davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna çıkışının bildirilmiş olduğu bu hususun davacının işveren feshinden sonra kendisinden istifa dilekçesi alındığı iddiası ile örtüştüğü anlaşıldığından mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04.07.2019 arihinde oybirliğiyle karar verildi.