Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/22563 E. 2019/14357 K. 27.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/22563
KARAR NO : 2019/14357
KARAR TARİHİ : 27.06.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılardan….. Beton Asfalt Enerji Üretim Dağıtım Tesisleri Su Kanalizasyon Tic. San. A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, işveren tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeksizin davacının iş sözleşmesine son verildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Taraflar arasında davacının yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukuku için haksızlığın önlenmesinin anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Doğru hüküm kuramama, bazen ise zayıf olan tarafın bir usuli hakkı bilmiyor olması dolayısıyla söz konusu olmaktadır. Böyle bir durumda, hakkın özünün, usule kurban edilmesi mümkün olmadığından, tarafın bir vakıayı bütün ayrıntılarıyla getirmemiş olması dolayısıyla yargılamanın doğru ve adil bir hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde aydınlatılmamış olması durumunda hâkim devreye girecek ve söz konusu usûlî olanağı tarafa hatırlatacaktır.
Somut olayda, davacı vekili süre belirtmeksizin davacının yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, ispat yükü üzerinde olan işverence imzalı yıllık izin defteri ve eşdeğer belge sunulmadığı gerekçesiyle davacının toplam hizmet süresine göre 7 yıllık dönemde hiç izin kullanmadığı gerekçesiyle 110 gün yıllık izin hakkının bulunduğu kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü ( 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 194. maddesi), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü ( 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesi) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 7 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmadığı hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Davacının davalı işyerinde geçen hizmet süresi de taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda davacı Ağustos 2007 tarihinde asfalt döküm işinde çalışmaya başladığını ve iş sözleşmesinin fesih tarihine kadar aralıksız çalıştığını iddia etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının davalı … İ.B.B. Beton Asfalt Enerji Üretim Dağıtım Tesisleri Su Kanalizasyon Tic San A.Ş.’den ihale ile iş alan alt işverenler işçisi olarak 03.08.2007 – 31.12.2014 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığı kabul edilmiştir. Ancak davacının çalışma süresi içerisinde 08.01.2009 – 20.01.2009 tarihleri arasında çalıştığı 1334635 sicil nolu işyerinin hangi işverene ait olduğu ve davalının alt işvereni olup olmadığı, ayrıca 05.11.2012 tarihinde davalıdan iş alan alt işveren şirketlerden olduğu anlaşılan … İnş.Taah.Mim.San.Tic.Ltd.Şti.’den çıkışı yapıldıktan sonra 06.11.2012-06.03.2013 tarihleri arası çalışmalarının bildirildiği 1459483 sicil numaralı MŞB İnşaat ve Turizm Sanayi ve Tic. AŞ ile davalı arasında bir bağlantı olup olmadığı araştırılmamıştır. Bu itibarla mahkemece ticaret sicil kayıtları, Sosyal Güvenlik Kurumu tescil görüntüleme bilgileri, davacının işe giriş ve işten ayrılış bildirgeleri getirtilmeli, dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilerek 08.01.2009 – 20.01.2009 tarihleri arasında hangi işverende çalıştığı, davalı ile arasındaki ilişki, yine dava dışı … İnşaat ve Turizm Sanayi ve Tic. AŞ ile davalı arasında asıl alt işveren ilişkisi, iş yeri devri veya başkaca bir bağlantı olup olmadığı durumu netleştirilmeli ve sonucuna göre hizmet süresi belirlenmelidir.
Anılan yönler incelenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı İzbeton İ.B.B. Beton Asfalt Enerji Üretim Dağıtım Tesisleri Su Kanalizasyon Tic. San. A.Ş.’ye iadesine, 27/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.