Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/22460 E. 2019/11187 K. 21.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/22460
KARAR NO : 2019/11187
KARAR TARİHİ : 21.05.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 15/01/2010 – 07/02/2013 tarihleri arasında hazır beton işi yapan davalı … AŞ.’nin taşıma ve pompalama işlerini verdiği alt işveren şirketler nezdinde formen olduğunu, 07.02.2013 tarihinde bir kısım işçilik haklarını alamaması sebebi ile iş akdini haklı nedenle feshettiğini beyanla, kıdem tazminatı ile bir kısım ücret alacaklarını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, husumet itirazında bulunmuş, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacının alacak taleplerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda uyuşmazlık mevcuttur.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesilir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Somut olayda; davacının ilk işe girişi 15/01/2010 tarihi olup, dava tarihi olan 05/09/2014 itibariyle zamanaşımına uğrayan alacağı mevcut değildir.Davacı tarafından, dava dilekçesinde 3.000,00-TL hafta tatili ücret alacağı talep edilmiştir. Davacının davasını ıslah tarihi ise 12.02.2016 olup,davalı tarafça 19.02.2016 tarihinde ıslaha karşı zamanaşımı def’inde bulunulduğu anlaşılmakla, ilk dava dilekçesinde istenen tutar haricinde hafta tatili ücret alacakları yönünden 12.02.2011 öncesi dönemin zamanaşımına uğramış olduğu gözetilmeksizin hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.