Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/22435 E. 2019/11864 K. 27.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/22435
KARAR NO : 2019/11864
KARAR TARİHİ : 27.05.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı- karşı davalı vekili, müvekkilinin dökümhanede vardiyalı olarak çalıştığı, hafta tatillerinde ve milli bayramlarda çalıştığı halde fazla çalışmaların karşılığının ödenmemesi sebebi ile iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı-karşı davacı taraf, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının devamsızlık yaptığını, mazeretsiz olarak iş sözleşmesini sona erdirdiğini, çalıştığı süreye göre 56 gün ihbar tazminatı borcu bulunduğunu ve davacının almış olduğu avans borcunun tahsilini istemiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucu toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, asıl dava yönünden kısmen kabulüne karşı dava yönünden ihbar tazminat talebinin reddi ile avans aldığı ücret talebinin kabulüne kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma ücret alacağı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Söz konusu alacakların ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de iddia edilen dönemlerde çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Bu alacakların yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Dosya kapsamında bulunan ücret bordrolarının bir kısmı imzalı iken bir kısmı ise imzasızdır.. Bordronun imzasız olması halinde ise tahakkuk ettirilen tutarlarının ödendiğinin anlaşılması halinde, ödenen miktarlar hesaplanan tutardan mahsup edilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıya ödendiği imzalı bordro kayıtları ile anlaşılan dönemlere ilişkin işe giriş çıkış kayıtlarında daha fazla süre ile çalışma yapıldığının tespiti halinde sözkonusu kayıtların yazılı delil olduğu dikkate alınarak fazla çalışma hesabının ödenen ücretten düşüldüğü belirtilmiş ancak İmzasız bordrolarda fazla çalışma tahakkuku bulunan 2013 yılı 2.ay, 3.ay , 4.ay, 5.ay ve 6. ay çalışmaların yapılan hesaplamadan mahsup edilip edilmediği anlaşılamamıştır. Bu yönden bilirkişi raporu denetime elverişli değildir. Bu husus açıklığa kavuşturularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
3-Taraflar arasında kıdem tazminatı dışında hüküm altına alınan alacaklara uygulanan faiz başlangıç tarihleri noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dosya içeriğine göre davacı işçi tarafından dava tarihinden önce davalıya gönderilen 05.08.2013 tarihli ihtarnamede kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin, ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ihtarnamenin tebliğinden itibaren 3 gün içinde ödenmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Talep konusu alacak için miktar belirtilmemiş olan söz konusu ihtarname, davalı tarafa 15.08.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.
İşçi tarafından gönderilen ihtarnamede miktar belirtilmemiş olması işverenin temerrüde düşmesini engelleyemez. Kayıt ve belgeleri düzenleme imkânına sahip olan ve işçinin ücret miktarını bilen işverenin işçinin işçilik hak ve alacaklarının ödenip ödenmediğini, ödenmemişse miktarını hesaplayabileceği varsayılır.
Mahkemece hüküm alınan ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ile fazla çalışma ücret alacağına işverenin ihtarname ile temerrüde düştüğü 19.08.2013 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken yazılı gerekçe ile dava ve ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 27.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.