Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/22410 E. 2019/11158 K. 20.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/22410
KARAR NO : 2019/11158
KARAR TARİHİ : 20.05.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı ve ihbar olunan vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde miksör şoförü olarak 17.10.2010- 15.01.2014 tarihleri arasında çalıştığını, iş şartlarının ağırlığı ve işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebi ile iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının kendi işçisi olmadığını husumet yönünden davanın reddi gerektiğini savunmuştur
İhbar olunan şirket vekili, davalı şirket ile aralarındaki taşıma sözleşmesinin sona ermesi sebebi ile iş sözleşmesinin feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili ve ihbar olunan şirket vekili temyiz etmişlerdir.
İhbar Olunan …. Taşıma ve Beton Mak. İş. San. ve Tic. Aş. Vekilinin Temyizi Yönünden;
İhbar olunan …. Taşıma ve Beton Mak. İş. San ve Tic. AŞ. hakkında temyize konu kararda bir hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, ihbar olunanın kararı temyiz hakkı bulunmadığından temyiz isteminin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. ve 432. maddeleri uyarınca REDDİNE,
Davalı Temyizi Yünden:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık anlatımları dikkate alınarak, davacının 07.00-22.00 arasında günde 15 saat mesai yaptığı, 1.5 saat ara dinlenmesi düşüldüğünde günde 13.5 saat çalıştığı, bu şekilde haftada 39 saat fazla mesai yaptığı hesaplanmış ancak Yargıtay kararları ışığında davacının fazla mesaisinin günde 3 haftada 21 saat olduğu kabul edilmiştir.
Davalı yanca sunulan ücret bordrolarının bazılarının işçi imzalı olduğu bazılarının ise imzasız olduğu görülmektedir. Bilirkişi raporunda ücret bordrolarında fazla mesai tahakuku olmadığı belirtilmiş ise de fazla mesai tahakkuku bulunan aylar bulunmaktadır. Işyerinde ödemelerin banka kayıtları ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenler ile ayrıntılı ücret bordroları ile banka kayıtları karşılaştırılarak fazla çalışma tahakkuku bulunup bulunmadığı tereddütsüz belirlenmeli, imzalı ücret bordrolarında zamlı fazla çalışma tahakkunun bulunduğunun tespit edilmesi halinde bordroların ait olduğu aylar hesaplamadan dışlanmalı; ödenen miktarın zamsız olması veya bankaya ödenmiş olan imzasız bordrolarda tahakkuk bulunması halinde yapılan ödeme fazla çalışmadan mahsup edilerek sonuca gidilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 20.05.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.