Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/22129 E. 2019/15084 K. 04.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/22129
KARAR NO : 2019/15084
KARAR TARİHİ : 04.07.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar … Makina Tic. A.Ş. vekili ile Kardemir San. ve Tic. A.Ş. tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkili işçinin 26/02/2010-08/10/2013 tarihleri arasında davalı asıl işveren … Demir Çelik A.Ş.’ye ait işyerinde, diğer davalı alt işveren… Makine Mühendislik ve Hiz. Org. San. Tic. A.Ş. işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı … A.Ş. vekili, davacının anahtar teslimi iş sözleşmesine istinaden işi üstlenen diğer davalı şirketin işçisi olduğunu belirterek husumet itirazında bulunmuş ve davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Ermont vekili, davacı ile yapılan sözleşmenin belirli süreli olduğunu kıdem tazminatı talep edemeyeceğini, iş akdinin iş kanunun 25/2-g maddesi gereğince haklı nedene dayalı olarak feshedildiğini, alacak taleplerinin haksız bulunduğunu beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar … Makina Tic. A.Ş. vekili ile Kardemir San. ve Tic. A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında, davalı Kardemir Karabük Demir Çelik San. ve Tic. A.Ş.’nin dava konusu işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin altıncı fıkrasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi; “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişki” olarak tanımlanmıştır.
Mahkemece, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle, davalı Kardemir Karabük Demir Çelik San. ve Tic. A.Ş.’nin 4857 sayılı Kanun’un 2/6. maddesi kapsamında asıl işveren sıfatıyla işçilik alacaklarından sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Davalılar arasında 22.06.2011 tarihinde imzalanan “Çelik Kontruksiyon, Montaj, Mekanik Montaj, Çelik ve Mekanik Demontaj, Çatı ve Cephe Kaplama İşleri, Mevcut Boru Hatlarının Yenilenmesi, Yeni Boru Hatlarının Çekilmesi İşleri Yaptırılması” başlıklı sözleşme dosyaya sunulmuştur. Bu sözleşmede, işin konusu, “İşletmelerimizde yapılacak, yatırım yenileme ve bakım çalışmaları kapsamında; çelik konstrüksiyon montaj, mekanik montaj, çelik ve mekanik demontaj, mevcut çelik konstruksiyon ve yeni yapılan binalar ile boru hatlarının boyanması gibi işler” şeklinde özetlenmiştir. Sözleşmenin 2. maddesinde, işin kapsamının, çelik konstrüksiyon montaj işleri, mekanik montaj işleri, boru hatlarının değiştirilmesi veya yeni hatların çekilmesi ( gaz, su, hava, oksijen, azot, argon, hidrolik, pnömatik), çelik konstrüksiyon binaların çatı ve cephe kaplamalarının yapılması, çelik konstrüksiyon bina ve tesislerin demontajı, mevcut ya da yeni yapılan çelik konstrüksiyonun ve boru hatlarının boyanması işleri olduğu belirtilmiştir.
Yine sözleşmenin ilgili maddelerinde, hak ediş usulü ile çalışılacağı, müteahhitten kesin teminat alınacağı ve işin süresinin “1+1 yıl” olduğuna ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır.
Somut olayda, sözleşme kapsamı ve yapılan iş itibariyle, davalılar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. İşin belirlenen süre içerisinde tamamlanıp teslimi ile sona ermesinin kararlaştırılması ve sözleşme konusu işte davalı Kardemir…Çelik San. ve Tic. A.Ş.’nin işçisinin çalıştığının iddia ve ispat edilmemesi de gözetildiğinde, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. İş sahibine tanınan denetim ve kontrol yetkisi kapsamında, sözleşme konusu işin, sözleşmeye uygun yapılıp yapılmadığının davalı … Demir Çelik San. ve Tic. A.Ş.’nin işçileri tarafından kontrol edilmesi ile işte kullanılacak malzemelerin ve bir kısım araçların iş sahibi tarafından temin edilmesine yönelik sözleşme hükümlerinin varlığı, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunu göstermez.
Anılan sebeplerle, davacının davalı Kardemir Karabük Demir Çelik San. ve Tic. A.Ş. nezdinde 26/02/2010-08/10/2013 tarihleri arasında çalıştığı yönünde iddiası bulunmasına karşın dosyaya yalnızca 22.06.2011 tarihli sözleşmenin ibraz edilmiş olduğu anlaşılmakla, öncelikle davalılar arasında 22.06.2011 tarihinden önce imzalanmış hizmet alım sözleşmelerinin getirtilmesi suretiyle 26/02/2010-12/07/2011 tarihleri arasında geçtiği belirtilen çalışma dönemi yönünden de yukarıda belirtilen hususlara göre asıl işveren-alt işveren ilişkisinin mevcut olup olmadığı bakımından değerlendirme yapılarak, 22.06.2011 tarihli sözleşme sonrası dönemde ise davalı Kardemir Karabük Demir Çelik San. ve Tic. A.Ş.’nin taraf sıfatı bulunmadığı gözetilerek yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, eksik incelemeye dayalı ve aksi yönde verilen karar hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücret alacaklarının belirlenmesi bakımından uyuşmazlık mevcuttur.
Somut olayda; davacının Dairemizce temyiz incelemesi yapılan 2017/22172 esas sayılı dosyada tanık olarak verdiği; işyerinde yalnızca davalı … şirketi ortakları 2013 yılı içinde ayrıldıktan sonra fazla çalışma ücret alacaklarının ödenmediği, yönündeki ifadesinin kendisi bakımından bağlayıcı olduğu ve fazla mesai ücreti alacağının hesaplamasında dikkate alınması gerektiği gözetilmeksizin verilen karar isabetli olmayıp, bir diğer bozma gerekçesi bulunmaktadır.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 04/07/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.