Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/21960 E. 2019/10672 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/21960
KARAR NO : 2019/10672
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili)
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, müvekkilinin 10.07.2010 – 30.04.2014 tarihleri arasında davalı işveren nezdinde şoför olarak çalıştığını, ihale süresinin bitmesi nedeniyle iş sözleşmesinin önelsiz olarak davalı tarafından feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro, sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece tanık beyanları doğrultusunda davacının haftanın 4 günü 08:00-18:00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme süresinin mahsubu ile 36 saat çalıştığı, haftanın 2 günü de 08:00-21:00 saatleri arasında yine 1 saat ara dinlenme süresinin mahsubu ile 24 saat çalışma yaparak toplamda 60 saat çalıştığı, buna göre haftalık yasal çalışma sınırı olan 45 saati aşan 15 saat fazla çalışması olduğu, ayda 2 defa pazar günleri de çalışarak haftanın 7 günü çalıştığı, bu dönemde de haftanın 5 günü 08:00-18:00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme süresinin mahsubu ile 45 saat çalıştığı, haftanın 2 günü de 08:00-21:00 saatleri arasında yine 1 saat ara dinlenme süresinin mahsubu ile 24 saat çalışma yaparak toplamda 69 saat mesai yaptığı, buna göre haftalık yasal çalışma sınırı olan 45 saati aşan 24 saat fazla çalışması olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki, Mahkemece beyanına itibar edilen tanıkların dinlendiği başka dosyalarda (2017/17415, 2017/17416, 2017/17488, 2017/17489, 2017/17491) tanıkların, davacıların çalışma düzeni ile ilgili olarak aynı beyanı tekrarladığı, ancak 2017/17488 esas sayılı dosyada, davacının dava dilekçesinde ileri sürülen iş ile, işbu dosya kapsamında ki işe ilişkin çalışma düzeninin farklı olduğu anlaşılmıştır.
Eldeki davada davacı Antakya İşletme Müdürlüğünde şoförlük yaptığını ileri sürmekte iken, 2017/17488 esas sayılı dosyadaki davacı, müdür şoförü olarak çalıştığını beyan etmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında ise, aynı tanıkların, aynı yöndeki beyanlarının, farklı değerlendirilmesi suretiyle farklı çalışma düzeni ve fazla çalışma süresi belirlendiği anlaşılmaktadır. Hal böyle iken, beyanı usulüne uygun olarak alınmayan tanıkların anlatımlarına itibar edilerek sonuca gidilmesi hatalıdır. Bu itibarla Mahkemece tanıklar yeniden dinlenerek, tanıkların davacının işi ile ilgili bilgi sahibi olup olmadığı, davacı ile birlikte çalışıp çalışmadığı belirlenmeli, davacının haftanın kaç günü çalıştığı, günlük çalışmanın başlangıç ve bitiş saatleri gibi davacının çalışma düzeni ile ilgili hususlar tanıklara ayrıntılı olarak yeniden sorularak, tanık beyanları ve dava dilekçesine göre davacının çalışma düzeni açıklığa kavuşturulmalı, sonucuna göre dosya kapsamındaki tüm deliller bir arada yeniden değerlendirilmek suretiyle, davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı yönünde bir karar verilmelidir.
3-Kabule göre de, davacının haftada iki gün 18.00’den sonra çalışmaya devam ederek 21.00’e kadar çalıştığının kabulünde bir saat değil bir buçuk saat ara dinlenme süresi kullandığının gözetilmemesi bir başka bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.