Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/21874 E. 2019/10067 K. 08.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/21874
KARAR NO : 2019/10067
KARAR TARİHİ : 08.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, iş aktinin işveren tarafından haksız feshedildiği ve işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek ihbar tazminatı ile ulusal bayram genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ücretinden oluşan alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, Ankara iş mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olmayıp alacak miktarı belirlenebilecek nitelikte olduğundan davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacı tarafın talep etmiş olduğu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının talep konusu alacaklara hak kazanamadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının ücretinin miktarı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, mahkemenin yaptırdığı emsal ücret araştırmaları sonuçlarının ortalaması alınarak davacının davalı işyerinden aldığı son ücret tespit edilmiştir. Ancak … Ticaret ve Sanayi Odası’ndan gelen cevabi yazıda 2014 yılı itibariyle emsal işçinin alabileceği ücret bildirilmiştir. Davacının iş akdi 2014 yılından önceki bir tarihte feshedilmiş olup, 2014 yılında emsal işçinin aldığı ücretin davacı işçinin son ücret tespitinde dikkate alınması da doğru olmamıştır. Ayrıca dosya içeriğine göre, davacının sendika üyesi olduğu konusunda açıklık yoktur. Davacının sendika üyesi olmadığının anlaşılması halinde, davacının ücretinin belirlenmesinde sendikanın bildirdiği ücret hesaplamaya dahil edilmemelidir.
3-Taraflar arasında giydirilmiş ücretin hesabı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Giydirilmiş ücretin tespitinde, 4857 sayılı İş Kanununun 32’nci maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler dikkate alınır.
Davacı dava dilekçesinde işvernece yemek ve servis hizmeti sunulduğunu belirtmiş olup; mahkemece, talep doğrultusunda ve davacı tanık beyanından hareketle yemek ve servis giydirilmiş ücrete dahil ederek hesaplama yapılan bilirkişi raporuna itibar edilerek talep edilen işçilik alacakları hüküm altına alınmıştır.
Ancak, bilirkişi raporunda giydirilmiş ücrete eklenen yemek ve servis bedelinin neye göre tespit edildiği anlaşılamamaktadır. Mahkemece, ilgili kuruluşlardan işyerinin niteliği ve davacının çalışma dönemi de belirtilerek bir öğün yemek ve servis bedelinin ne kadar olduğu sorulup belirlenmeli bundan sonra tespit edilecek yemek ve servis bedeli giydirilmiş ücrete ilave edilmelidir.
Ayrıca davacının davalılara ait şantiyede görev yaptığı anlaşılmakta olup, mahkemece, gerekirse tanıklar yeniden dinlenilerek davacının şantiyede kalıp kalmadığı, şantiyede kalıyorsa servisten ne şekilde faydalandığı açıklığa kavuşturulmalı ve buna göre giydirilmiş ücrete servis ücretinin ilave edilmesi gerekip gerekmediğine karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır.
4-Davacının hafta tatili alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davalıya ait iç genelge yazışmalarından ve davacı tanığının beyanlarından hafta tatili izinlerinin toplu kullandırıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafından gerek yargılama sırasında gerekse de temyiz aşamasında hafta tatili izinlerinin topluca kullandırıldığına ilişkin belgelerin dosyaya sunulduğu belirtilmiş ise de, dosyada bu belgelerin bulunmadığı anlaşılmıştır. Söz konusu izin formlarının bulunup bulunmadığı araştırılarak, hafta tatili izinlerinin topluca kullandırıldığına ilişkin belgelerin ibraz edilmesi halinde, davacının kullanıldığı sabit olan hafta tatili izinlerinin en azından ilgili tarihlere ilişkin 1 günlük kısmının hafta tatili olarak kullanıldığı gözetilerek, söz konusu tarihlerde kullanılan hafta tatili izinlerinin hesaplama dışı bırakılarak sonucuna göre varsa bakiye hafta tatili ücret alacağı hesaplanması gerekmektedir.
5-Dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığına ilişkin açık ibare bulunmayıp; dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre kısmi dava olarak açılmıştır. Davacı, bilirkişi raporu doğrultusunda 18.05.2015 tarihinde davasını ıslah etmiştir. Kıdem tazminatı dışındaki diğer alacaklar bakımından ıslah ile arttırılan miktarlar yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.