Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/21868 E. 2019/10754 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/21868
KARAR NO : 2019/10754
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı, bakiye süre ücret alacağının ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Bakiye süre ücret alacağından indirim yapılması noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 408. maddesinde, “İşveren, işgörme ediminin yerine getirilmesini kusuruyla engellerse veya edimi kabulde temerrüde düşerse, işçiye ücretini ödemekle yükümlü olup, işçiden bu edimini daha sonra yerine getirmesini isteyemez. Ancak, işçinin bu engelleme sebebiyle yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar ücretinden indirilir.” hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda belirtildiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 408. maddesinde işverenin işi kabuldeki temerrüdü sebebiyle işçinin iş görememesi halinde ücret hakkının olduğu açıklanmıştır. İşçinin iş görme edimini yerine getirememesi halinde yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir işi yaparak kazandığı veya kasten kaçındığı yararlarının indirileceği de hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, iş akdinin feshedildiği tarih ile sözleşmenin bitim tarihi gözetilerek 05.12.2013-02.09.2014 tarihleri arası için bakiye süre ücret alacağı hesaplanmış, davacının başka bir işyerinde işe girişinin bulunduğu belirtilmek suretiyle hizmet döküm cetvelindeki PEK dikkate alınarak elde ettiği kazanç miktarı olarak kabul edilen miktar mahsup edilmiştir. Ancak, indirim konusunda yeterli ve gerekli araştırmalar yapılmadan bakiye süre ücreti yönünden hüküm kurulmuştur. Yukarıda belirtilen T.B.K. 408. maddesine göre bakiye süre ücret alacağı yönünden indirim hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu konuda gerekli araştırmaya gidilmeli, işçinin sözleşmenin feshinden sonraki dönem içinde yapmaktan kurtulduğu giderler, çalışmamaktan kaynaklı tasarruflar, başka bir işten gelir elde edip etmediği (fesihten sonra çalıştığı işverenden aldığı ücretler) ya da iş arayıp aramadığı ve diğer çalışma imkanları araştırılarak sonucuna göre indirim yapılmalıdır.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
2-Diğer yandan, davacı işçinin manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı hususu da taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Uyuşmazlığın normatif dayanağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 58.maddesidir. Sözü edilen hükme göre, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.”
Mahkemece her ne kadar kararda, “davacının davalı işveren ile eğitim ile ilgili bir iş akdi yapması, davacının bu iş akdi devam ederken sebepsiz ve haksız şekilde işten çıkarılması karşısında maddi kayba uğramasının yanında, manevi olarak üzüntü yaşaması, toplum içinde itibar kaybına uğraması ve gelecekte mesleğini icra konusunda sıkıntı ile karşılaşmasının hayatın olağan akışına uygundur. Bu fesih nedeniyle yaşanılan üzüntü ve sıkıntılar nedeniyle davacının manevi tazminat talebi kısmen kabul edilmiştir.” şeklindeki gerekçesiyle davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, manevi tazminatın istenebilmesi için kişilik haklarının ihlal edilmiş ve buna yönelik bir saldırı gerçekleşmiş olması gerekir. Tüm dosya kapsamı, taraf iddia ve savunmaları ile davacı tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eylem bulunduğu davacı tarafından yöntemince ispatlanamamıştır. Bu itibarla, şartları oluşmayan manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.