Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/21445 E. 2019/6755 K. 27.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/21445
KARAR NO : 2019/6755
KARAR TARİHİ : 27.03.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı firmada elyaf bölümünde çalıştığını, işveren tarafından davacının resmi bayram tatili ve haftasonu çalışma alacaklarının ödenmediğini, davacının söz konusu bu alacakları talep etmesi üzerine çalıştığı bölümün değiştirilerek hijyenik olmayan çalışma koşullarında çalışmasının istendiğini, davacının söz konusu yeni iş koşullarının değiştirilmesini istemesi üzerine de iş aktine son verildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile ikramiye alacağı ulusal bayram ve genel tatil çalışma alacağı ve fazla mesai alacağı talebinde bulunmuştur.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde davacının iş aktine devamsızlık sebebi ile son verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı tarafın aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacı işçinin fazla mesai yapıp yapmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanunu’nun 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (on bir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde, davacının iddia ettiği fazla mesai süresi ve ücreti tanık beyanlarına itibar edilerek, 04.07.2011–04.07.2012 tarihleri arasında davacının hafta sonu dahil 12 saat çalıştığının kabulü ile haftalık 24 saat olarak hesaplandığı, 04.07.2012 – 04.11.2012 tarihleri arasında davacının haftada 3 gün 8 saat, 3 gün 12 saat ve pazar günü 12 saat çalıştığının kabulü ile haftalık 12 saat olarak hesaplama yapıldığı, 04.11.2012 – 13.01.2014 tarihleri arasında ise davacının 6 gün 8 saat ve pazar 12 saat çalıştığının kabulü ile haftalık 3 saat hesaplama yapıldığı anlaşılmış ise de, davalı tanıklarının bilirkişi tarafından belirtildiği şekilde çalışma saatleri hakkında beyanda bulunmadığı, raporda belirtilen ayrıntılı çalışma koşullarının davacı vekilinin 24.03.2015 tarihli duruşmada davalı tanığı …‘in beyanından sonra alınan beyanında geçtiği, yapılan hesaplamaların davacı tanıklarının beyanları ile de uyumlu olmadığı anlaşılmaktadır. O halde, dosya kapsamında dinlenilen davacı ve davalı tanıklarının beyanları titizlikle irdelenerek çıkan sonuca göre davacının fazla mesai ücreti talebi hakkında karar vermek gerekirken yanılgılı bilirkişi raporuna itibarla hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.