Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/19830 E. 2019/2504 K. 06.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/19830
KARAR NO : 2019/2504
KARAR TARİHİ : 06.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı şirket yetkilisi tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin bekçi olarak çalışmaktayken ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş akdini feshettiğini beyan ederek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamada davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı şirket yetkilisi tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma ücretinin hesabı ile hafta tatili günlerindeki çalışmaların fazla çalışmaya dahil edilip edilmeyeceği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi hükmüne göre günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan çalışmalar için (on bir saat dahil) ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten daha fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
Somut olayda; tanık beyanlarına göre, davacının yılın 8 ayı haftada 7 gün 07.00-23.00 saatleri arasında çalıştığı,1 saat ara dinlenme süresi mahsup edildiğinde günlük 15 saat çalıştığı, haftanın 7 günü 15 saat çalışarak 60 saat fazla çalışma yaptığı, yılın 4 ayı haftada 7 gün 19.00-07.00 saatleri arasında çalıştığı, 1 saat ara dinlenme süresi mahsup edildiğinde günlük 11 saat çalıştığı, haftanın 7 günü 77 saat çalışarak 32 saat fazla çalışma yaptığı değerlendirilmiş ise de kabul edilen çalışma süreleri dikkate alındığında ara dinlenme süresinin 1 saat olarak belirlenmesi hatalı olmuştur. O halde, ara dinlenme süresi günde onbir saate kadar olan çalışmalar için en az bir saat, onbir saatten daha fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat kabul edilerek fazla çalışma ücret alacağı hesaplanmalıdır. Eksik incelemeyle sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de; davacının hafta tatili ücret alacağı da bulunduğundan aynı dönem için ayrıca hafta tatili ücret alacağı da hesap edilmek suretiyle mükerrerliğe neden olunmuştur. Oysa hafta tatili günlerinde yalnızca 7,5 saati aşan çalışmalar için fazla mesai alacağı hesaplanması gerekirken bu hususa dikkat edilmeden mükerrer alacağa sebebiyet verecek şekilde yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.