Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/19494 E. 2019/1745 K. 23.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/19494
KARAR NO : 2019/1745
KARAR TARİHİ : 23.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş akdinin haksız feshedildiğini beyan ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili,davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere göre ve bilirkişi raporu doğrultusunda, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı temyizi yönünden,
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafın iş akdinin haklı nedenle feshedilip edilmediği konusundadır.
Davacı iş sözleşmesinin davalı tarafça, işyerinde bulunan yemekleri izinsiz aldığı iddiasıyla haklı neden olmaksızın feshedildiğini, yemeklerin artık yemekler olduğunu ve işveren tarafından yemek artıklarının eve götürülmesinin izin verildiğini beyan ederek kıdem ve ihbar tazminatı talebinde bulunmuş, davalı davacının hırsızlık yaptığını, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece, olaya ilişkin kamera kayıtları, ceza yargılamasında dinlenen tanık beyanlarıyla davacının işyerinde artan yemekleri ve ne olduğu belli olmayan kutuları kendi aracına yükleyerek götürdüğü, artan yemeklerin işçiler tarafından alınabileceğine ilişkin işyerinde bir uygulama olduğunun ispat edilemediği, davalı işverenin güvenini kötüye kullanan davacı ile çalışmasının kendisinden beklenemeyeceği ve bu nedenle iş sözleşmesinin davalı tarafça haklı nedenle feshedildiği gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir. Ancak davacı hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma neticesinde … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/151 esas sayılı dosyası ile Hizmet Nedeniyle Görevi Kötüye Kullanmak Suçundan dava açıldığı, Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılamada, sanığın üzerine atılı suçtan cezalandırılmasına dair karar verildiği, yapılan UYAP sorgulamasında dosyanın Yargıtay temyiz incelemesinde olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, ceza yargılaması sonucu beklenerek iş sözleşmesinin davalı tarafça haklı nedenle feshedilip edilmediği yönünde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalı temyizi yönünden,
Taraflar arasındaki uyuşmazlık işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi gerekip gerekmediği konusundadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Somut olayda, davanın kısmi dava olarak açıldığı, davacı vekili tarafından 11.06.2015 tarihli dilekçeyle dava edilen alacak kalemlerinin bilirkişi raporu doğrultusunda arttırılmasına dair talepte bulunulduğu, Mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülerek, hüküm altına alınan alacaklar hakkında dava tarihinden itibaren faize hükmedildiği anlaşılmıştır. Ancak Mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak görülmesi hatalı olmuştur. Davanın kısmi dava olarak açıldığının kabulüyle, davacının 11.06.2015 tarihli dilekçesinin ıslah dilekçesi olarak değerlendirilmesi, yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı itirazı da gözönünde bulundurularak alacak talepleri hakkında hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde ilgililere iadesine, 23.01.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.