Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/19449 E. 2019/1667 K. 23.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/19449
KARAR NO : 2019/1667
KARAR TARİHİ : 23.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 08.09.2008 tarihinden 17.06.2013 tarihine kadar Özel … İlkokulu ve Ortaokulu’nda çalıştığını, davalı … Ltd. Şti.’nin bu kurumu … Ltd. Şti.’ne devrettiğini, müvekilinin iş sözleşmesini evlilik sebebiyle haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve hafta tatili alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı … İnşaat Eğitim Gıda San ve Tic. Ltd. Şti. ve … Özel Eğitim Kurumları İnş.Taah. Ltd. Şti vekilleri, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davalı şirketler arasındaki ilişkinin belirlenmesi ve bu ilişkinin dava konusu alacaklara etkisi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta davacı, 08.09.2008 tarihinden 17.06.2013 tarihine kadar Özel … İlkokulu ve Ortaokulu’nda çalıştığını, davalı … Ltd. Şti.’nin bu kurumu … Ltd. Şti.’ne devrettiğini ileri sürmüş olup, Mahkemece davacının işyeri ünvanları değişmiş ise de dosyadaki bilgi ve belgeler, davalı tarafların cevap dilekçelerinde işyeri devrine dair beyanları ve tanık anlatımlarına göre işverenin değişmesine rağmen aynı ünvanlı okulda aynı çalışma esasları ve koşulları ile aynı kadrolarla çalışmanın aralıksız sürdüğü kabul edilmiştir. Ancak … İnşaat Ltd. Şti. ile Can … Dersh. Özel Eğt. …. Şti.’nin farklı şirketler olduğu iddia edilmiş olup, Mahkemece bu konuda yeterince araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hizmet döküm cetvelinde yer alan davacının çalışmasının bildirildiği işyerlerine ilişkin kayıtların tümü temin edilerek, davalı şirket ile bahse konu dava dışı şirketin ticaret sicil kayıtları getirtilmeli, şirketlerin, ortakları, adresleri, faaliyet alanları belirlenmeli, davalı şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, davacının iki şirket tarafından birlikte istihdam edilip edilmediği Ticaret sicil kayıtları ile gerekirse vergi dairesi ve Sosyal Sigortalar Kurumu kayıtları da getirtilerek etraflıca incelenerek, davalılar arasındaki ilişkinin niteliğinin ve davacının alacaklarından sorumluluklarının belirlenmesi gerekmektedir. Mahkemece eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
3-Tarafların hukuki dinlenilme haklarının kısıtlanıp kısıtlanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Savunma hakkı Anayasa’mızın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır.
Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın “açıklama ve ispat hakkı”nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Bu kapsamda hukuki dinlenilme hakkı, bilgilenme/bilgilendirme, açıklama yapma, yargı organlarınca dikkate alınma ve kararların gerekçeli olması gibi hususları içerdiği açıktır. Bilgilenme hakkı, yargılamanın içeriğine dair tam bir bilgi sahibi olmanın yanında gerek karşı tarafın gerekse de yargı organlarının dosya içeriğine yapmış oldukları işlemleri öğrenmelerini kapsar. Bilgilenme/ bilgilendirme hakkının etkin biçimde kullanılabilmesi için gönderilecek tebligat ve davetiyelerde kanunda öngörülmüş şekil şartlarına sıkı sıkıya uyulması gerekmektedir. Ayrıca bu hak sadece davanın başındaki iddia ve savunmalar açısından değil yargılamanın her aşamasında dikkate alınmalıdır. Bu kapsamda devam eden bir yargılamada, tarafların açıklamaları için bilgilendirme yeterli olmayıp yargılamada yer alan diğer kişilerin (tanık, bilirkişi gibi) açıklamaları açısından da önemlidir. Bilgilenme hakkının usulüne uygun kullanımı ile tarafların haklarında öğrendikleri isnat ve iddialara karşı beyanda bulunabilme, davaya yönelik bilgi ve belge verebilme yani açıklama yapma hakkı da hukuki güvenceye bağlanmaktadır. Böylece davanın her iki tarafına eşit şekilde açıklama yapma hakkı tanınması ile adaletin görünür kılınması sağlanacaktır. Açıklamada bulunma hakkı, tarafların, yazılı veya sözlü şekilde iddia ve savunmalara karşı itirazda bulunabilme, davaya ilişkin beyanda bulunmalarını sağlar.
Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamında yer alan 30.09.2014 havale tarihli dilekçe ile davalı … İnşaat Ltd. Şti. vekilinin azledildiği ibraz edilmiş olmasına rağmen bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi nin davalıya tebliğ edilip edilmediği tespit edilememiştir. Gerek bilirkişi raporları gerekse ıslah dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliği sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi yerinde değildir. Mahkemece, bilirkişi raporları ile ıslah dilekçesinin davalıya usulünce tebliği sağlanarak, davalı tarafa rapora ve ıslah dilekçesine karşı beyan ve itiraz hakkını kullanma imkanı tanınması gerekirken, bu yön gözetilmeksizin karar verilmesi hatalıdır. Davalının hukuki dinlenilme hakkı ile savunma hakkı kısıtlanarak karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 23.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.