Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/19363 E. 2019/1436 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/19363
KARAR NO : 2019/1436
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile ödenmediğini iddia ettiği yıllık izin ücreti ve 2014 yılı Ağustos ayına ilişkin dört günlük ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini , davacının dört günlük çalışması karşılığı ücretinin ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
Kıdem tazminatı hesabında esas alınacak ücret, işçinin son ücretidir. Başka bir anlatımla, iş sözleşmesinin feshedildiği anda geçerli olan ücrettir. İhbar öneli tanınmak suretiyle yapılan fesihte önelin bittiği tarihte fesih gerçekleştiğinden, önelin bittiği tarihteki ücret esas alınmalıdır. Bildirim öneli tanınmaksızın ve ihbar tazminatı da ödenmeden (tam olarak ödenmeden) işverence yapılan fesih durumunda ise, bildirim öneli sonuna kadar işyerinde uygulamaya konulan ücret artışından, iş sözleşmesi feshedilen işçinin de yararlanması ve tazminatının bu artan ücret esas alınarak hesaplanması gerekir.
Kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gereken ücret, işçinin brüt ücretidir. O halde, kıdem tazminatı, işçinin fiilen eline geçen ücreti üzerinden değil, sigorta primi, vergi sendika aidatı gibi kesintiler yapılmaksızın belirlenen brüt ücret göz önünde tutularak hesaplanır.
Kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretin tespitinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32’nci maddesinde sözü edilen asıl ücrete ek olarak işçiye sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler göz önünde tutulur. Buna göre ikramiye, devamlılık arz eden prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, kira, aydınlatma, servis yardımı, yemek yardımı ve benzeri ödemeler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınır. İşçiye sağlanan özel sağlık sigortası yardımı ya da hayat sigortası pirim ödemeleri de para ile ölçülebilen menfaatler kavramına dahil olup, tazminata esas ücrete eklenmelidir. Satış rakamları ya da başkaca verilere göre hesaplanan prim değişkenlik gösterse de, kıdem tazminatı hesabında genişletilmiş ücret kavramı içinde değerlendirilmelidir.
Somut olayda davacının kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücreti hesaplanırken, çıplak ücrete yemek ücreti olarak takdiren günlük 6,00 TL yansıtılmıştır. Ancak bir öğün yemeğin bedelinin işverene maliyeti dikkate alınarak belirlendikten sonra tazminat hesabına yansıtılması gerekir.
Öte yandan, ücret bordrolarında düzenli olarak tahakkuk ettirilen nar ödemelerinin kapsamında grup hedefi, basamak, teknik beceri, kıdem, öğrenim, bireysel nitelik kalemlerinin bulunduğu görülmekle, nar ödemelerinin de bu kalemlerin yanı sıra giydirilmiş ücret hesabına mükerrer olarak dahil edilmesi; diğer taraftan, grup hedefi, ürün grup verimliliği ve bonus ödemesi kalemlerinin düzenli olarak tahakkuk ettirilmediği anlaşılmakla, tazminata esas ücret hesaplamasında nazara alınması hatalı olmuştur.
Mahkemece kıdem tazminatına esas giydirilmiş ücretin bu hususlar gözetilmeksizin hesaplanması isabetsiz olup bozma nedenidir.
3-Son oturuma ilişkin duruşma zaptından, kısa kararın taraf vekillerinin yüzüne tefhim edildiği anlaşılmasına karşın, gerekçeli kararda; kararın “davalının yokluğunda” verildiği yönünde ifadenin kullanılması da hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.