Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/19304 E. 2019/1452 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/19304
KARAR NO : 2019/1452
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin davalı iş yerinde şoför olarak çalışırken iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız nedenle sona erdirildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ücreti ve ödenmeyen aylık ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının taleplerinin yersiz olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda hafta tatili ve aylık ücret taleplerinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık işçilik alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı itirazının değerlendirilmesi gerekip gerekmediği konusundadır.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
Somut olayda, dava kısmi alacak davası olarak kabul edilmiş ve sonuçlandırılmıştır. Davalı şirket vekili davacının ıslah dilekçesine karşı kanuni süre içerisinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Bu durumda, ıslaha karşı zamanaşımı itirazında bulunulduğundan davacının hak kazandığı alacak miktarlarının yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı itirazı değerlendirilerek belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma hayatında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Temyize konu davada, davacı, ayda 1.200,00 TL ücretle çalıştığını, asgari ücret kısmının bankadan farkını ise elden aldığını iddia etmiş, davalı taraf davacının kayıtlarda yer alan ücret seviyesinde çalıştığını beyan etmiş, dosya içerisine ücret bordroları sunulmamış ve hizmet döküm cetvelinde asgari ücret seviyesinde çalışmalar bildirilmiştir. Davacı tanıklarından … kendisinin de şoför olduğunu, 2005-2009 yılları arasında iş yerinde çalıştığını ve maaşın asgari ücret kısmını bankamatikten üzerini ise elden aldıklarını, davacının ne kadar maaş aldığını bilmediğini, kendisinin ise o dönem asgari ücretin %30, %40 üzeri fazla ücret aldığını, diğer davacı tanığı ise şoför olduğunu, davacıdan 3 ay önde işten çıkarıldığını ve o tarihlerde 700,00-800,00 TL üret aldıklarını beyan etmiştir. Dönemin asgari ücretinin brüt 837,00 TL net 658,95 TL olduğu görülmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kayıtlarda ücretinin 1.150,00 TL görüldüğü gerekçesi ile davacının iddia ettiği gibi 1.200,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilmiş ise de bahsi geçen kaydın davacı tarafından dava dilekçesi ekinde cari hesap dökümü olduğu iddia edilerek dosyaya sunulduğu ancak bu kaydın davalı tarafa sorulmadığı gibi neye ilişkin ve kim tarafından hazırlandığı konularında mahkemece bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından emsal ücret araştırması da yapılmadan davacının net 1.200,00 TL ücretle çalıştığının kabulü yerinde olmamıştır. Bu nedenle ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından ve meslek odası başkanlığından ve Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından davacının iş yerindeki kıdemi, meslek unvanı, iş yerinde çalıştığı tarihler gibi bilgiler de bildirilerek emsal işçi ücretinin ne olabileceği araştırılmalı ve davacı tarafça cari hesap dökümü olarak sunulan kaydın içeriği ve kim tarafından düzenlediği de araştırılarak ve tanık beyanları da dahil tüm deliller birlikte değerlendirilerek ücret belirlenip bilirkişiden ek rapor alınarak davacının hak ettiği işçilik alacakları belirlenen ücrete göre hesaplatılarak sonuca gidilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde ilgililere iadesine, 21/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.