Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/19288 E. 2019/1447 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/19288
KARAR NO : 2019/1447
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmada yağ pompacısı olarak belirsiz süreli iş akdi ile çalışırken sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret, yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ücreti ve hafta tatili ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak yıllık izin ücret talebinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1. Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve hafta tatili günlerinde çalışıp çalışmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler hafta tatili çalışmaları için de geçerlidir.
Somut olayda, davacı 14.11.2012-13.03.2014 tarihlerinde davalı işyerinde yağ pompacısı olarak çalışmış olup mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanıklarının beyanı doğrultusunda davacının haftada 6 gün sabah 07.00 den akşam 21.30 a kadar çalışma yaptığı ve 2 saat ara dinlenme ile 75 saat çalışarak 30 saat fazla mesai yaptığı, ayda 2 haftada hafta tatilinde çalıştığından bu haftalarda haftada 32,5 saat fazla mesai yaptığı ve ayda 2 hafta hafta tatilinde çalıştığı tespit edilerek fazla mesai ve hafta tatili ücreti hesaplanmıştır. Ancak mahkemece dinlenen her iki davacı tanığı da davalı ile husumetli olup işverene karşı açmış oldukları davaları bulunmaktadır. Bu nedenle beyanlarının hesaplamalara esas alınması hatalı olduğu gibi her ne kadar dosya içerisine davacı tarafça bir kısım sevk irsaliyeleri sunulmuş ise de belgelerde davacı isminin yer almadığı ve işlem saatinin genel olarak sabah veya öğlen saatleri olduğu ve tüm çalışma dönemine ilişkin olmadığından hesaplama yapmaya elverişli kayıtlar olmadığı görülmüştür. Yargılama esnasında dinlenen davalı tanıklarından … “davalı iş yerinde mesaimiz hafta içi saat 08:00 de başlar akşam 18:00 de biterdi. Bazen mesai yapardık. Mesai yaptığımız gün 21:00 – 23:00 e kadar çalıştığımız olurdu. Çalıştığımız bu günlerin ertesi günü gündüz saat:13:00 de mesaiye gelinirdi. Bunun karşılığında fazla mesai ücretinin ödenip ödenmediğini bilmiyorum. Cumartesi ve pazar günleri çalışırdık, ancak hafta da bir gün iznimiz vardı hafta sonu çalışılan günlerde hafta içi çalışılan günlerle aynıdır dini bayramlarda çalışmazdık, resmi bayramlarda çalışırdık “ şeklinde diğer davalı tanığı beyanda bulunmuş, … ise “sabah 08:00 de iş başı yaparlar akşam da 19:00 saatleri arasında mevsimine göre iş biterdi. Fazla mesai yazın bir kaç saat yapılırdı. Mesaiye kaldıkları zaman akşam 20:00- 21:00 e kaldıkları olurdu. Fazla mesai karşılığında ücret almazlardı, ancak fazla mesaiye kalınan günün ertesinde işe geç gelirlerdi. İşi yoksa hiç gelmezler işi yoksa mesaiye kalındığı kadar geç gelirlerdi. Cumartesi ve pazar günleri çalışırlardı ancak hafta da bir gün izin kullanırlardı. Cumartesi ve pazar da hafta içi gibi çalışırlardı dini bayramlarda çalışılmazdı Resmi bayramda çalışırlardı. “ şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Davalı tanık beyanlarına göre ulusal bayram ve genel tatil ücretinin kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak her iki davalı tanığı da haftada 1 gün izinli olunduğunu beyan ettiklerinden hafta tatili ücret talebi ret edilmelidir. Fazla mesai yönünden ise tanıklardan biri mevsime göre çalışma saatlerinin farklılık arz ettiğini belirttiğinden davalı tanıkları yeniden dinlenerek beyanlar arasındaki çelişkileri giderildikten sonra davacının iş yerindeki çalışma saatlerinin tespiti ile fazla mesai ücret alacağı hakkında karar verilmelidir.
Anılan yönler düşünülmeden yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.