Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/19176 E. 2019/1498 K. 21.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/19176
KARAR NO : 2019/1498
KARAR TARİHİ : 21.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi …tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı … bünyesinde kesintisiz çalıştığını, haftanın iki günü şehir dışı kalan günlerinde … içinde çalıştığını, haftanın 5 günü şehir dışı görev verilmesi üzerine kabul etmediği için iş sözleşmesinin haksız sona erdirildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı, ödenmeyen fazla çalışma, hafta tatili ve 2013 yılı kasım ayına ait 14 günlük ücret alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının başka işyerinde iş bulduğunu istifa ederek işten ayrıldığını, gece yarılarına kadar çalışma olmadığını, ulusal bayram genel tatil günleri çalışma yapılmadığını ve davacının ücret alacağı bulunmadığını savunarak davanın reddini istedi
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez.
Ayrıca; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davacı davalı işyerinde pazarlama ve mağaza müdür yardımcısı olarak aylık net 1000 TL ücret 250 TL yemek ve şehir dışı satışlardan yüzde 1, şehir içi satışlardan yüzde 0.1 prim alarak en az net 2000 TL ücret aldığını, iddia etmiştir. Davalı ise davacının asgari ücret ile çalıştığını savunmuştur. Bordroda davacının son aylık ücreti asgari ücret üzerinden düzenlenmiştir. Davacı tanıkları ücretinni net 1000 Tl olduğunu 1000-1500 Tl arası prim aldığını be-yan ederken ve davalı tanığı davacının 2000-2500 Tl arası ücret aldığını doğrulamıştır. Bilirkişi raporunda davacının asgari ücret üzerinden ve aylık net 1000 TL brüt 1398.77 ücret ile çalışması halinde iki seçenekli hesaplama yapılmıştır. Mahkemece davacının asgari ücret ile çalıştığı kabul edilmiştir. Davacının meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği sorulmalı, Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı,davacının prim alacağının varlığı ve tutarının belirlenmesi için işyeri defter ve kayıtları davacıya ait banka ekstre kayıtları bütün olarak incelenmeli, ve dosya kapsamındaki tüm deliller bir arada değerlendirilerek aylık ücret miktarı noktasındaki uyuşmazlık çözümlenmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde cumartesi günleri 08.00-15.00 arası çalıştığını beyan ettiği halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda haftanın iki günü 12 saat üzerinden 1.5 saat ara dinlenme ile kalan dört günü için 08.00-19.00 arası 1.5 ara dinlenme ile çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun “taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesine göre davacının cumartesi günü mesai bitiş saati yönünden talep aşılarak karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Kabule göre de; fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve ücret alacaklarına yürütülmesi gereken kanuni faiz türü en yüksek banka mevduat faizi olup, mahkemece yasal faiz” uygulanması isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 21.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.