Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/19083 E. 2018/27808 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/19083
KARAR NO : 2018/27808
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve fazla mesai süresinin hesaplanması noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; davacı taraf dava dilekçesinde, haftada 6 gün ortalama olarak 08.30’da işe başladığını, en erken 21.00 gibi çıktığını, bazı günler 21.00’den sonra da çalışmasının devam ettiğini, davalı işyerinde çalışmaların elektronik kart basma sistemi ile takip edildiğini iddia etmiş, davalı taraf ise cevap dilekçesinde, hiçbir dönem fazla çalışma yapılmadığını, üniversitenin çalışma saatlerinin 08.30-17.45 saatleri arasında olduğunu, 12.00-13.00 saatleri arası 1 saat öğle yemeği molası bulunduğunu, davacının tüm çalışma dönemine ilişkin olarak işe giriş ve çıkış saatlerini gösterir kişisel geçiş raporlarının sunulduğunu, davacının çalışma süresi boyunca işten genel olarak 17.30-18.00 arasında değişen saatlerde çıktığını, işten çıkışının bazı günler en geç 18.00-18.15 arasında değişen saatlere uzadığını, iddia edildiği gibi en erken 21.00’de işten çıkması ve bazı günler 21.00’den sonra da çalışmaya devam etmesi gibi bir durumun hiçbir zaman olmadığını savunmuştur. Bilirkişi tarafından, dosyaya sunulan işyeri kayıtlarının dikkate alındığı ancak hesaplamanın yıl ve ay bazında haftanın 5 günü belirlenmiş çalışma saatlerine göre genellerek yapıldığı görülmektedir. Oysa ki, davacının işyeri kayıtlara göre giriş-çıkış tarih ve saatleri belli olup genelleme yapılmadan haftalık bazda mesai süresi ve dolayısıyla fazla mesai süresi bulunmalıdır.
Mahkemece, davacının mesai süresinin dosyaya sunulan işyeri kayıtlarına göre haftalık bazda ve her hafta ayrı ayrı hesaplanmak suretiyle usuli kazanılmış haklarda gözetilerek fazla mesai ücreti talebi hakkında karar verilmesi ve sonucuna göre de kıdem tazminatı talebinin değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, 19.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.