Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/19061 E. 2018/27715 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/19061
KARAR NO : 2018/27715
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 09/04/2012 – 03/03/2014 tarihleri arasında uzun yol tır şoförü olarak çalıştığını, sabit net 1.000,00 TL ücret ve km başına 0,10 KR harcırah ile çalıştığını, aylık ortalama 20 ila 25 günü aşkın süre yolda olduğunu, ayda 2-3 hafta tatilinde çalıştığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalışmasının devam ettiğini, ödenmesi gereken iki aylık ücretinin ödenmediğini, maaşlarının düzensiz ödendiğini, her ay yapılan haksız kesintilerin bulunduğunu alacaklarının ödenmemesi sebebiyle iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını, davacının hak kazandığı tüm ödemelerin banka aracılığıyla ve eksiksiz ödendiğini, diğer talep konusu alacaklara hak kazanamadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının davalı nezdindeki hizmet süresinin başlangıcı ihtilaflıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı iddiası ile de örtüşen Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre, davacının davalı nezdinde 09.04.2012 tarihinde işe başladığı sabittir. Bu husus bilirkişi raporunda da belirtilmesine rağmen, talep konusu alacakların 09.02.2012 tarihinden itibaren hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar arasında davacının aylık ücretinin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Tır şoförleri yurtiçinde veya yurtdışına sefer yapmak olmak üzere iki şekilde çalışabilirler. Ülke içinde taşımacılık işinde çalışan tır şoförlerinin ücretleri taraflar arasında temel ücret olarak kararlaştırılabileceği gibi, sabit ücrete ilave olarak sefer sayısına ya da katedilen kilometre başına ödenen prim şeklinde gerçekleşebilmektedir.
Uluslararası alanda çalışan tır şoförlerinin ücretleri genelde asgari ücret ve sefere bağlı prim esasına göre belirlenmektedir. Bazı işveren uygulamalarında ise garanti ücret olarak adlandırılan asgari ücret ödenmeyip, sadece sefere bağlı prim ödemesi yapılmaktadır. Bu ihtimalde de tır şoförünün ücreti salt sefer primlerinden oluşur.
Sefer primi, uygulamada harcırah olarak adlandırılmakta ve gidilen ülkeye göre değişkenlik gösterebilmektedir. Sözü edilen sefer primi, yol geçiş ücretleri ve diğer masraflar için verilen, Türkiye’ye dönüşte belge karşılığı kapatılan avanstan farklı olup, tamamen işçiye ödenen ücret niteliğindedir. Yerleşik Yargıtay kararlarında da uluslararası alanda faaliyet gösteren tır şoförlerinin yasal asgari ücretle çalışmayacağı kabul edilmektedir.
Uluslararası taşımacılık işinde çalışan tır şoförünün aylık ücretinin tartışmalı olması durumunda, tarafların ikame ettikleri delillerle kesin bir sonuca ulaşılamaması halinde ilgili işçi ve işveren meslek kuruluşları ile gerektiğinde sendikalardan ücret araştırması yapılmalıdır. İşçinin çalıştığı süre içinde taşıma işini gerçekleştirdiği ülkeler belirtilerek sefer başına ne kadar ücret alabileceği belirlenmeli ve dosya kapsamındaki diğer delillerle birlikte değerlendirmeye tabi tutularak sonuca gidilmelidir.
Sefer primi hesabı yönünden işçinin aylık veya yıllık sefer sayılarının tartışmalı olması ve bu konunun diğer delillerle kesin olarak kanıtlanamaması durumunda işçinin yurda giriş ve çıkış kayıtları emniyet birimlerinden getirtilmeli ve buna göre değerlendirme yapılmalıdır.
Yurtdışı sefer primi, ücretin eki olmayıp ücret niteliğinde olmakla tazminata esas ücrette doğrudan dikkate alınır. Ücretin asgari (garanti) ücret ve sefer primi toplamından oluşması durumunda, işçinin ayda kaç sefer yaptığı belirlenerek aylık sefer primi ile asgari ücretin toplamı üzerinden tazminata esas ücret tespit olunur. Yurt dışına çıkış periyodunun değişkenlik göstermesi ve gidilen ülkeye göre sefer priminin değişmesi halinde, işçinin bir yılda yapmış olduğu seferlere göre aldığı prim tutarları toplamının bir güne bölünmesi suretiyle günlük tazminata esas ücret belirlenir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı, dava dilekçesinde aylık net 1.000,00 TL ücret ve bu ücrete ek olarak da km başına 0,10 KR harcırah aldığını, ayda ortalama 20-25 gün yolda olduğunu ve böylece ücretinin net 2.000,00 TL’ye denk geldiğini, ancak bu miktarın kendisine ödenmediğini belirtmiştir. Davalı davacının ücretinin 1.000,00 TL’lik kısmına itiraz etmemiş olup, harcırah sefer primi adı altında yapılan ödemelerin fazla mesai, tatil günleri çalışmasının karşılığı olduğunu belirtmiştir. Mahkemece, emsal ücret araştırması yapılmış olup, gelen yazı cevapları doğrultusunda davacının beyanın araştırma sonucu ile uyumlu olması dikkate alınarak davacının net 2.000,00 TL aldığı kabul edilmiştir. Davacı tanıklarının beyanına göre, davacının aylık net 1.000 TL sabit ücret ile km başına 0,20 kr sefer primi aldığı sabittir. Ancak davacının dava dilekçesindeki beyanına göre, taleple bağlı kalınarak ücretinin net 1.000,00 TL ve km başına 0,10 KR olan sefer priminden oluştuğu kabul edilmelidir. Lakin, dosya içerisinde davacıya ait takograf kayıtları bulunmamakta ve tanık beyanlarına göre davacının aylık kaç km yaptığı konusunda net bir sonuca ulaşılamamaktadır. Bu durumda, davacıya ait bordrolarda yer alan son bir yıla ilişkin prim tahakkuklarının çalışılan süreye oranlanmak suretiyle bulunacak bir günlük karşılığının sabit net günlük ücrete eklenmesiyle davacının ücret miktarının tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkeme kararı bu sebeple hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.