Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/18706 E. 2018/26208 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/18706
KARAR NO : 2018/26208
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili işçinin fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, işyerinde vardiyalı çalışma olup olmadığı bakımından taraf tanıkları beyanları arasında çelişki bulunmakta olup, Mahkemece söz konusu çelişkinin giderilmeden salt davacı tanıkları beyanlarına göre fazla çalışma ücretinin hesaplanması hatalı olmuştur. Anılan sebeple, işyerinde vardiyalı çalışma olup olmadığı bakımından tanıklar yeniden dinlenerek, bahsi geçen yöndeki çelişki giderilmeye çalışılmalı ve neticeye göre fazla çalışma ücreti talebi yeniden değerlendirilmelidir.
Diğer taraftan, dosyaya sunulan 01/11/2013 başlangıç tarihli iş sözleşmesinin 11. maddesinde, fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğuna ilişkin hüküm bulunmakta olup, bu hüküm, sözleşmenin yürürlük başlangıç tarihi olan 01/11/2013 tarihinden itibaren, yıllık ikiyüzyetmiş saatle sınırlı olmak üzere geçerlidir. Mahkemece, söz konusu iş sözleşmesi hükmünün dikkate alınmaması hatalıdır.
Kabule göre de;
Hüküm sonucunun “Davacı tarafından peşin yatırılan 85,39 TL harç ile 620,53 TL ıslah harcından alınması gerekli 1882,42 TL den mahsubu ile eksik 1176,50 TL harcın davalıdan alınmasına” şeklindeki bendinde, hazineye gelir kaydına karar verilmesi gereken bakiye karar ve ilam harcının hüküm altına alındığı sabittir. Ne var ki, bahsi geçen bentte yazılı harcın, davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına karar verilmesi gerekirken, sadece “davalıdan alınmasına” ifadesine yer verilmesi, infazda tereddüte yol açacak nitelikte olması sebebiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesine aykırı görülmüştür.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davaya karşı zamanaşımı savunması dikkate alınarak belirlenen hesaplama tarih aralığı, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları ile dosya içeriğine uygundur. Ayrıca davalı tanığı …’ın beyanı da gözetildiğinde, aylık ücret miktarına yönelik kabul de yerindedir. Bu halde, davacının işe ilk giriş tarihinin 11/07/2007 olup olmadığı meselesinin, uyuşmazlığın çözümünde sonuca bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, Mahkemece, karar gerekçesinde, işe ilk giriş tarihi noktasında, eldeki davada verilecek hükmü etkilemeyecek nitelikteki tartışmaya girilmesi yerinde değildir.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.