Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/18666 E. 2018/26314 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/18666
KARAR NO : 2018/26314
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 15.08.2007-19.02.2011 tarihleri arasında davalı nezdinde satış-pazarlama takım müdürü olarak çalıştığını, iş akdinin müvekkili tarafından ücret ve birkısım işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini, işçilik alacaklarının tahsili için açılan … İş Mahkemesinin 2011/290 esas, 2013/489 karar sayılı ilamı ile birkısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verildiğini, alacakların tahsili için … İcra Müdürlüğünün 2014/1060 esasına kayıtlı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davasını ıslah etmeyip lehine fazladan icra inkar tazminatı ve vekalet ücreti tahsil edebilmek için kötüniyetle takibe girdiğini, davacının net ücret değil, brüt ücret üzerinden icra takibi başlattığını, dava dilekçesinde bu hususu kabul ettiğini ve net ücretler üzerinden itirazın iptalini istediğini, takibin haksız olup bu yönüyle de icra inkar tazmiatına hükmedilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı yer mahkemesinde de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme geçerli değildir.
İş mahkemesinin görevi kapsamında bulunan bir dava, dava tarihinde davalının ikametgâhının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki iş mahkemesi veya iş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
Türk Medeni Kanunu’nun 19 uncu maddesi uyarınca, gerçek kişi yönünden yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle oturulan yerdir. Gerçek kişi işverenin başka bir yerde yerleşmek niyetiyle oturduğu kanıtlanmadığı takdirde, kural olarak nüfusta kayıtlı olduğu yerin ikametgâh olarak kabulü gerekir. Aynı Yasanın 49 uncu maddesi gereğince, tüzel kişinin yerleşim yeri, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça, işlerinin yönetildiği yerdir.
Yetkili mahkemenin belirlenmesinde önemli olan işin yapıldığı işyeri tanımına, 5521 sayılı Yasada yer verilmemiştir. İşyeri, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir. İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır. İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. Bir yer, ancak işin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı bulunmaktaysa, o işyerinden sayılacaktır.
İş veya toplu iş sözleşmesinin taraflarının, davalının yerleşim yeri ve işin yapıldığı yer dışındaki bir mahkemenin yetkili olduğuna dair düzenleme yapmaları, 5521 sayılı Kanun’un 5. maddesinin emredici nitelikteki son cümlesi gereğince geçersizdir.
İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davalı tarafça süresinde yetki itirazı yapılmamış olsa bile, mahkeme tarafından bu husus kendiliğinden göz önünde bulundurulmalıdır. Bir başka anlatımla hakim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de res’en yetkisizlik kararı verebilir.
Somut olayda, davacının davalı işverenin … Bölgesi Satış Ofisinde çalıştığı hususunda ihtilaf yoktur. Dosya ekinde yer alan ve dairemiz incelemesinden geçmiş olan, … İş Mahkemesinin … esas ve 2013/489 karar sayılı dosyasında yer alan işe giriş bildirgeleri, 01.12.2009 tarihli taraflar arasındaki protokol, tebligatlar dahil diğer bilgi ve belgelerden davacının davalı Soyak Yapı İnşaat nezdindeki işyeri adresinin … olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar … İcra Müdürlüğünün itirazın iptaline konu olan 2014/1060 esas sayılı takip dosyasında davalı vekili tarafından davalı işyerinin merkezinin … olduğu yönünde yetki itirazında bulunulmuş ise de; davacının işini yaptığı yerin … olduğu sabit olduğundan mahkemece, esasa girilip karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.