Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/18639 E. 2018/26292 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/18639
KARAR NO : 2018/26292
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada 1986 yılından 2012 yılına kadar çalışıp emekli olarak işten ayrıldığını, işyerinde 09.00-22.00 saatleri arası mesai olduğunu, bazı günler mesainin saat 23.00’e kadar uzadığını, Cumartesi günleri saat 19.00’a kadar çalıştığını, teftiş dönemlerindeki 2 aylık sürede de haftanın 6 günü 09.00-23.00/24.00 saatleri arası çalıştığını ileri sürerek, fazla çalışma ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, işyerinde haftalık 45 saati aşan çalışma olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödemenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda, davalı banka nezdinde yönetmen yardımcısı unvanı ile çalışan davacının fazla mesai talebi hem tanık anlatımları hemde sistem açılış kapanış saatlerinin birlikte değerlendirildiği belirtilerek haftaiçi 5 gün 08:45-19:15 saatleri arası, ayda 3 Cumartesi günü çalışılan dönemde de 09:00-19:00 saatleri arası, teftiş döneminde ise 08:45-21:00 saatleri arası çalıştığı kabul edilerek hesaplanmıştır. Davalı taraf bu hesaplamada kabul edilen saat aralıklarının hatalı olduğunu, sistem açılış kapanış saatlerine ilişkin formun bireysel giriş çıkış saatlerini içermeyip, bankanın açılma ve kapanma saatlerine göre en son çıkan güvenlik görevlisinin çıkış saatine ilişkin olduğunu, dolayısı ile davacının sistemdeki saatten daha erken çıktığının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Bu itiraz Mahkemece değerlendirilmeden hüküm tesis edilmiş ise de, Mahkemece, davacının çalıştığı şubeden çalıştığı dönemler itibariyle kullandığı bilgisayarların açılış kapanış saatlerini gösterir kayıtlar tespit edilmeli, gerektiğinde bilirkişiye yerinde inceleme yapma yetkisi de verilerek, işyeri giriş çıkış ile bilgisayar kayıtları, varsa mesai formları ile tanık beyanları birlikte değerlendirilmek suretiyle yeniden rapor alınmalı ve sonucuna göre usuli kazanılmış hakta gözetilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Mahkemece bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.