Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/18636 E. 2019/1736 K. 23.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/18636
KARAR NO : 2019/1736
KARAR TARİHİ : 23.01.2019

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverene ait … Metrosu tünel inşaatında 21.08.2013-28.01.2014 tarihleri arasında tünel işçisi olarak çalıştığını, iş akdinin işveren tarafından sonlandırıldığını ileri sürerek ihbar tazminatı ve fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş akdinin ihbar öneli verilerek sonlandırıldığını, işçilik alacaklarının ödendiğini beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İhbar tazminatı yönünden taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanun’un 24 ve 25. maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir.
Dosya içeriğine göre, davalı ve davacının imzasının bulunduğu 14.01.2014 tebliğ tarihli fesih bildirimi başlıklı belgede “..firmamızın ekonomik durumunun bozulması nedeni ile işinize 28.01.2014 tarihinde istemeyerek son verilecektir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesi gereğince 2 hafta ihbar süreniz olduğu tespit edilmiştir. Bu yazımızın tarafınıza tebliğinden itibaren 2 hafta ihbar sürenizi kullanmanızı ve bu süre içerisinde, yine aynı kanunun 27’inci maddesi gereğince günlük iki saat ücretli iş arama izniniz olduğunu bilmenizi ve ihbar sürenizin sonunda firmamızla ilişiğiniz kesileceğinden kıdem tazminatınız ile diğer kanuni alacaklarınızın ödenmesi için firmamıza müracaatınızı ricaen tebliğ ederiz.” ibaresinin yer aldığı anlaşılmıştır. 14.01.2014 tebliğ tarihli fesih bildirimi başlıklı bu belge ile davalı tarafından davacıya ihbar öneli tanınarak fesih ihbarında bulunulduğu, davacı tarafından da kabul edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Mahkemece fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücretleri bakımından hüküm kısmında infazda tereddüt yaratacak şekilde faiz işletilmesi hatalıdır.
4-Dava her ne kadar adi ortaklık aleyhine açılmış ise de, davacı vekili 19.06.2015 tarihli dilekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 115/3. maddesi kapsamında bu yanlışlığı düzelterek ortaklığı oluşturan her iki şirket adına davayı yöneltmiştir. Mahkeme kararında adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından taraf olarak gösterilmesi hatalı olup, şirketlerin ayrı ayrı karar başlığında yazılması gerekir.
5-Son olarak hüküm kurarken davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun belirtilmeyerek, tek davalı varmış gibi davalıdan tahsili yönünde hüküm tesisi de ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ:
Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.01.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.