Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/18570 E. 2018/26373 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/18570
KARAR NO : 2018/26373
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı, kıdem tazminatı ile manevi tazminat ve bir kısım işçilik alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalının cevabının özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre; davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının fazla mesai alacağının olup olmadığı noktasındadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; mahkemece gerekçeli kararda, tüm tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, haftanın 5 günü 08.00-18.00 arasında çalıştığı anlaşılan davacının, ara dinlenmeleri düşüldükten sonra haftalık 45 saat olan yasal iş sürelerinin üzerinde fazla çalışma yapmadığı ve bu talebinin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Davacı taraf, 2004 yılından 2013 yılına kadar hafta içi 08.30-18.15, Cumartesi günü 08.30-12.30, 2013 yılında ise 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, mesai ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı taraf, davacının fazla mesai ücreti alacağı bulunmadığını, çalışma düzenini kendi belirlediğinden taleplerinin kabul edilemeyeceğini savunmuştur. Davacı tanıklarından … “…. Normal çalışma saatleri 08.00-18.00 saatleri arasında beş gün çalışılıyordu. Cumartesi günleri ise 08.00-12.00 arasında çalışılıyordu…”, davacı tanıklarından … “… 2012 yılı kasım ayında yeni yönetim gelene kadar sabah 08.30, akşam 18.15 arası yeni yönetimden sonra ise 08.00-18.00 arası haftanın beş günü çalışılıyordu. Eski yönetimde 08.30-12.30 arasında cumartesi günleri de çalışılıyordu. Yeni yönetimde cumartesi günleri her bölümden en az iki kişi olmak üzere nöbetleşe yarım gün çalışılıyordu. Ben mart ayında ayrıldıktan sonra birkaç hafta daha cumartesi bu şekilde çalışılmış daha sonra bu uygulamayı kaldırmışlar. Cumartesi günleri çalışılmamış…” şeklinde beyanda bulunurken, davalı tanıklarından … ise “…2012 yılından önce yani yeni yönetimden önce tüm çalışanlar Cumartesi günü çalışıyordu. Kasım 2012 ‘den sonra bu uygulamayı kaldırdık. Satış bölümündekiler Cumartesi günleri ve Pazar günleri hiçbir şekilde çalışmamıştır…” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı ve davalı tanıklarının bu beyanlara göre, davacının yeni yönetimin göreve başladığı tarihe kadar Cumartesi günleri de çalıştığı sabittir. Buna göre, söz konusu tanık beyanları dikkate alınarak fazla mesai yönünden bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde verilen karar hatalı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.