Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/18525 E. 2018/26267 K. 04.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/18525
KARAR NO : 2018/26267
KARAR TARİHİ : 04.12.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalıya ait işyerinde 05/10/2005-28/05/2013 tarihleri arasında depo ve sevkiyat şefi olarak çalıştığını, iş akdine haklı bir neden olmaksızın 28/05/2013 tarihinde son verildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik ücret alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta;davacı, sabah 07:45 akşam 18:30 saatleri arasında çalıştığını, 45 dakika öğle arası ve 15 dakikadan 2 sefer çay molası olduğunu, günlük 9,5 saat çalışmak suretiyle fazla mesai yaptığını ancak karşılığının ödenmediğini, cumartesi günü çalışmalarının ise işverence ayrıca ödendiğini, beyan etmiştir.
Dinlenen davacı tanıkları ile davalı tanığı … davacının iddiasını doğrular mahiyette beyanda bulunmuşlardır.
Mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda ise; davacının çalışma saatleri 08:00-18:30 arası günlük 10,5 saat kabul edilmek ve 1,5 saat ara dinlenme süresi düşülmek suretiyle hesaplama yapılmış ve davacının fazla çalışma ücret alacağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesi hükmüne göre günlük çalışma süresi 11 saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği 7,5 saati aşan çalışmalar yönünden en az 1 saatlik ara dinlenmesi süresinin günlük en çok 11 saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Buna göre, günde 11 saate kadar olan çalışmalar için (11 saat dahil) ara dinlenme süresi en az 1 saat, 11 saatten daha fazla çalışmalarda ise en az 1,5 saat olarak kabul edilmelidir.
Hal böyle iken, davacının sabah 07:45, akşam 18:30 saatleri arasında günlük 10 saat 45 dakika çalışma yaptığı, çalışılan süreye göre her ne kadar yasal dinlenme süresi 1 saat olarak kabul edilmekteyse de dava dilekçesinde günlük 1 saat 15 dakika olduğu beyan edilen ara dinlenme süresi düşüldüğünde günlük 9,5 saat çalışma yapıldığı, cumartesi günü yapılan çalışmaların karşılığının ödendiği ifade edildiğinden hafta içi 5 gün toplam 47,5 saat çalışılarak, haftalık 2,5 saat fazla çalışma yapıldığı anlaşıldığından aksi yönde verilen karar hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi