YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/18274
KARAR NO : 2019/3965
KARAR TARİHİ : 21.02.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan …İnş. A.Ş. ile İlci İnş. San. Tic. A.Ş. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının Siirt ili Şirvan ilçesindeki … Hidroelektrik Baraj Santralinde işe başladığı, bu barajın sahibinin …. olduğu, sözleşme ile bu barajın yapım işinin …İnş. A.Ş. – İlci İnş. San. Tic. A.Ş. Adi Ortaklığına verdiği, ….’nin asıl işveren …İnş. A.Ş.-İlci İnş. San. Tic. A.Ş. Adi Ortaklığının ise alt işveren olarak işçi haklarından sorumlu olduğu, iş akdine haklı bir neden olmadan son verildiğini öne sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı …. vekili; davalı ….’nin taraf ehliyeti olmadığını, diğer davalılar …İnş. A.Ş. ve İlci İnş. San. Tic. A.Ş. Adi Ortaklığının ….’nin baraj inşaat işlerini anahtar teslim olarak ihale ettiği yükleniciler olduğunu, alt işveren olmadıklarını, davalı ile diğer davalılar arasında Türkiye’de yer alan … Hidroelektrik Projesi için imzalanan 16.08.2011 tarihli Hidrolik Çelik İşleri ve Santral Binası Yardımcı Sistemleri dahil inşaat işleri sözleşmesinde; bunun bir taşeronlık sözleşmesi olmadığı, anahtar teslim ihale sözleşmesi olduğu; işbu sözleşmede “A.İş Sahibi Siirt İli, Türkiyede bulunan … Hidroelektrik Projesini geliştirmek finanse etmek, inşa etmek, maliki olmak ve işletmek istediği, B.İş Sahibi inşaat işleri olarak bilinen belirli işlerinin Yüklenici tarafından üstlenilmesinin istendiği, Yüklenicinin işbu sözleşmenin hüküm ve şartları çerçevesinde bu işleri üstlenmek ve tamamlamak ve kusur halinde bunları telafi etmek üüzere verdiği teklifi kabul etmiştir.” şeklinde ifade edildiğini, davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini; …İnşaat A.Ş. vekili; davanın haksız olduğunu savunarak reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalılar …İnş. A.Ş. ve İlci İnş. San. Tic. A.Ş. vekilleri temyiz etmişlerdir.
Gerekçe:
I-Gerek Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesinde, gerekse 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde; iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemeleri belirlenmiştir. Buna göre, iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince yerleşim yeri sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme geçersizdir.
İş mahkemelerinde yetki kuralı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetki kurallarına uygun olup buna ek olarak işin yapıldığı yer, yani işyeri mahkemelerini de yetkili kılmaktadır.
İş mahkemesine açılan dava, dava tarihinde davalının ikametgahının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki iş mahkemesi veya iş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır.
İş veya toplu iş sözleşmesinin tarafları, davalının yerleşim yeri ve işin yapıldığı yer dışındaki bir mahkemenin yetkili olduğuna dair düzenleme yapmaları, Mülga 5521 sayılı Kanunu’nun 5. maddesinin ve 7036 sayılı Kanunu’nun 6. maddesinin son cümlesi gereğince söz konusu düzenlemeyi geçersiz kılar. Bu düzenleme emredici bir kuraldır.
İş mahkemesinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olduğundan davalı tarafça süresinde yapılmasa da hakim tarafından kendiliğinden bu husus gözönünde bulundurulmalıdır. Bir başka anlatımla hakim, davanın her aşamasında yetki itirazını dikkate alabileceği gibi, kendisi de re’sen yetkisizlik kararı verebilir.
Somut uyuşmazlıkta; davacının çalıştığı HES İnşaatının Şirvan ilçesinde bulunduğu, davalılardan ….’nin adresi Siirt merkez olarak gösterilmişse de ticaret sicil kaydından anlaşılacağı üzere davalının Siirt şubesinin Şirvan ilçesinde, şirket merkezinin ise İstanbul’da bulunduğunu, diğer davalılar …İnşaat A.Ş. ve İlci İnşaat A.Ş.’nin yönetim merkezinin Ankara olup bu davalıların Siirt ilindeki adreslerinin davacı tarafça dava dilekçesinde belirtildiği üzere Şirvan ilçesinde olduğu, her üç davalının da Siirt il merkezinde şube veya temsilciliği bulunmadığı gibi işyeri de bulunmadığı anlaşıldığından Mahkemece iş mahkemesi sıfatıyla bakılmak üzere Şirvan Asliye Hukuk Mahkemesi’ne yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken davanın 5521 sayılı Kanun’un 5. maddesindeki kesin hükme aykırılık teşkil edecek şekilde yetkisiz mahkemece açıldığı göz ardı edilerek işin esasına girilmesi hatalı olup bomzayı gerektirmiştir.
II-Kabule göre ise ;
1-Taraflar arasında dava konusu alacaklardan davalı ….’nin sorumlu olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır .
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6 son cümlesi uyarınca asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumludur. 4857 sayılı İş Kanunu ile asıl işverenin, bu Kanundan, iş sözleşmesinden ve alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden sorumlu tutulması şeklindeki düzenleme, asıl işverenin sorumluluğunun genişletilmesi olarak değerlendirilmelidir. Bu durumda, ihbar, kıdem, kötüniyet ve işe iade sonucu işe başlatmama tazminatları ile ücret, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatili, yıllık izin, ikramiye, pirim, yemek yardımı, yol yardımı gibi tüm işçilik haklarından birlikte sorumluluk esastır.
Somut olayda davacı, Siirt ili Şirvan İlçesindeki … Hidroelektrik Barajı santralinde çalışmış olduğunu ve bu barajın sahibinin …. olduğunu sözleşme ile baraj yapım işinin davalı … İnş. A.Ş.–İlci İnş. San. Tic. A.Ş. Adi Ortaklığına verildiğini bu itibarla ….’nin asıl işveren diğer davalı şirketlerin ise alt işveren olarak işçilik alacaklarından sorumlu olduklarını, …., taraf ehliyetlerinin olmadığını, diğer davalıların ….’nin baraj inşaat işlerinin anahtar teslim olarak ihale ettiği yükleniciler olduğunu alt işveren olmadıklarını, diğer davalılar ile aralarında asıl işveren – alt işveren ilişkisinin bulunmadığını bildirmiştir. Mahkemece davanın en başından davalı …. ile diğer davalılar arasındaki ilişki kesin olarak belirlenmemiş ve davalı …. yönünden asıl işveren sıfatının bulunmadığı, ihale makamı olduğu gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir. Öncelikle, … Enerji A.Ş. ile diğer davalılar arasındaki ihale sözleşmeleri getirtilmeli ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmek suretiyle davalı …. ile diğer davalı şirketler arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinden bahsedilip bahsedilemeyeceği veya davalı ….’nin yalnızca ihale makamı sıfatı taşıyıp taşımadığı şüpheye yer vermeyecek şekilde tespit edilerek karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup bozma nedenidir.
2-Taraflar arasında davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağı bulunup bulunmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davacının kıdem ve ihbar tazminatı hesaplamasına esas ücreti belirlenirken servis ve yol ücretine ilişkin bir delil bulunmadığından bahisle çıplak brüt ücret üzerinden hesaplama yapılmıştır. Oysa davacıya yol ve yemek sosyal haklarının sağlandığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Yapılacak iş; davacıya sağlanan yol ve yemek sosyal haklarının gerekirse ilgili Ticaret ve Sanayi Odasına sorulmak suretiyle parasal karşılıkları tespit edilerek tazminata esas ücrete eklenmek suretiyle hesaplama yapılmasıdır. Bu yönün gözetilmemesi de doğru bulunmamıştır.
3-Fazla çalışma ücretinin hesabı konusunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece, işveren tarafından sosyal yardım olarak sağlanan ve 4857 sayılı Yasa’nın 66/b bendine göre çalışma süresinden sayılmasına yasal imkan bulunmayan serviste geçen süreleri de kapsayan fazla mesai hesabının hükme esas alınması isabetsizdir. Buna göre, işyerinde saat 7.00’de işe başlayıp, saat 17.30’a kadar çalışıldığı kabulüne göre hesaplama yapılmalıdır.
İşyerinde 2 haftada bir vardiya değişimi olduğu ve gece çalışması da yapıldığı anlaşılmakta ise de; dava dilekçesinde sadece gündüz mesaisinden bahsedilmiş olduğundan talep aşımı olacak şekilde gece çalışması hesaplanmamış olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacının ayda 2 hafta tatilinde çalışması nedeniyle bu günlerdeki çalışmanın ara dinlenme süresi düşüldükten sonra 7.5 saati aşan kısmının da fazla çalışmaya eklenmesi gerektiği gözetilmelidir.
4-Davacının hafta tatili alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda da taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı hafta tatillerinde çalışmasına rağmen ücretinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise davacının çalışmış olduğu hafta tatili günlerinin karşılığının izin olarak kullandırıldığını ya da ücretinin ödendiğini savunmuştur.
Dosyaya “Pazar izinlerime mahsuben” açıklamalı izin talep formları sunulmuş olup bu formlardan davalı işyerinde hafta tatili izinlerinin toplu kullandırıldığı anlaşılmıştır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu izin belgelerinin dikkate alındığı belirtilmiş ise de ne şekilde dikkate alındığı denetime elverişli şekilde gösterilmemiştir. Bunun yanında diğer hastalık, mazeret gibi diğer izin belgelerinin de dikkate alınması gerekmektedir.
Yapılacak iş; tüm izin belgelerinin dökümü yapılarak davacının çalıştığı hafta tatilleri belirlenerek izin belgeleri ve tanık anlatımları da dikkate alınıp, bordrolarda hafta tatili mesai adı altında yapılan zamlı ödemeler varsa bu aylar da hesaplamada dışlanarak çıkacak sonuca göre karar vermektir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin denetime elverişli olmayan şekilde hesaplanan hafta tatili ücretinin hüküm altına alınması doğru olmayıp bozma nedenidir.
5-Kabule göre, davalılar …İnşaat A.Ş. ve İlci İnş. San. Tic. A.Ş. yararına hükmedilen avukatlık ücretinin hesabında, davada takdiri indirim nedeniyle reddedilen miktarın dikkate alınması da ayrı bir bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgililerine iadesine, 21.02.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.