Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/18199 E. 2018/25288 K. 26.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/18199
KARAR NO : 2018/25288
KARAR TARİHİ : 26.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkilinin … bünyesinde görev yaparken 14/01/2015 tarihinde emekli olduğunu, … Genel Müdürlüğünün davacının kullanmadığı senelik izinlerini kendisine kullandırmadığını, davacının emekli olduğunda tüm çalışmasına ilişkin kıdem tazminatını davalı … Müdürlüğünden aldığını, ancak kullanmadığı senelik izinlerin kullandırılmadığı gibi ücretinin de kendisine ödenmediğini, davacının kullanmadığı toplam senelik izin günü sayısının 527 gün olduğunu, son maaş bordrosuna göre son brüt yevmiyesinin 86,78 TL olduğunu beyanla izin ücreti alacağının davalı idareden alınmasına karar verilmesini talep etmiştir
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının yıllık izin alacağından hangi kurumun sorumlu olduğu noktasındadır.
6111 sayılı Yasanın 166/6. maddesinin “(6) Devredilen işçilerin ücret ile diğer malî ve sosyal hakları; toplu iş sözleşmesi bulunan işçiler bakımından yenileri düzenleninceye kadar devir işleminden önce tabi oldukları toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre, toplu iş sözleşmesi olmayan işçiler bakımından 2010 yılı Kasım ayında geçerli olan bireysel iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenir. Devre konu işçiler bakımından devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan kurum sorumlu tutulamaz. Kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklindeki hükmü uyarınca “devirden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken kıdem tazminatı dışındaki borçlardan devralan kurum değil devreden kurum sorumludur” denilmektedir.
Ayrıca 6360 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesinin d fıkrası “Bu fıkra kapsamında nakledilen personel bakımından nakil tarihinden önce doğmuş ve nakil tarihinde ödenmesi gereken borçlardan nakledilen kurum sorumlu tutulamaz. Kıdem tazminatına ilişkin hükümler saklıdır.” şeklinde düzenlenmiştir,
İş sözleşmesinin devri kendine özgü üçlü bir ilişki olup devreden işverenin, devralan işverenin ve de işçinin rızasının uyuşması sonucu ortaya çıkmaktadır. Devir işleminin gerçekleşmesinden itibaren iş ilişkisi sadece devralan işverenle işçi arasında devam eder.
Dosya içerisinde mevcut davacıya ait şahsi iş yeri dosyasının incelenmesinde, davacının … Belediyesinde çalışmaya başladığı, su ve kanalizasyon işçisi olarak çalışmasını aralıksız sürdürürken 31/03/2014 tarihinde 6360 sayılı kanunun gereği … Genel Müdürlüğüne devredildiği, davacının bu kapsamda 31/03/2014 tarihinden itibaren … bünyesinde görev yaparken 14/01/2015 tarihinde emekli olduğu ve eldeki dosyada tüm çalışma döneminde kullanamadığı izin alacağının davalıdan tahsilini istediği, Mahkemece, nakledilen personel bakımından nakil tarihinden önce doğmuş ve nakil tarihinde ödenmesi gereken alacaklardan nakledilen kurumun sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Ancak yıllık ücretli izin hakkının ücrete dönüşmesi iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra ortaya çıkacağından, sözleşme devri düzenlemesinin esas amacı olan feshin son çare olması ilkesi ışığında sözleşmenin devamını sağlamayı amaçladığından dolayı sözleşmenin devrini kabul ettiğimizde sözleşmenin sürdüğünden bahisle yıllık ücretli izin hakkının alacak hakkına dönüşmesi ve devreden işverenin sorumluluk durumunun ortadan kalkmasından dolayı devreden işverenin yıllık ücretli izin alacağından sorumluluğu söz konusu olamayacaktır. Bu nedenlerle Mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26/11/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.