Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/17966 E. 2018/25183 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/17966
KARAR NO : 2018/25183
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı işverenin iş sözleşmesini haklı neden olmaksızın feshettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işveren tarafından feshinin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunmasının işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
İşçinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları, sadakat borcuna aykırı davranışların özel bir görünümüdür. Hangi davranışların sadakat borcuna aykırı olduğunu önceden belirlemek mümkün değildir. Sadakat borcuna aykırılığın belirlenmesinde, işçinin işyerindeki konumu, işi, işyerinin özellikleri, iş yaşamanın gerekleri ve hatta çevrenin gelenekleri gibi objektif kriterlerden hareketle davranışın işverenin güvenini sarsıcı nitelikte olup olmadığı değerlendirilmelidir (Mollamahmutoğlu/Astarlı/Baysal, İş Hukuku, 2014, s. 846).
Davacının iş sözleşmesi, davacının görev yaptığı sitede davacı tarafından taciz edildiğini söyleyen dava dışı kadın hizmetlinin şikâyeti üzerine davalı işverence haklı nedenle feshedildiği savunulmuş, Mahkemece davacının şikayetçi kadına herhangi bir fiziki temasının bulunmadığı, davacı hakkında tacize yönelik herhangi bir ceza kovuşturması ve şikayetin bulunmadığı, gerekçe gösterilerek davalı işverenin haklı feshi ispat edemediği kabul edilmiştir.
Somut olayda davalı şirketin ibraz ettiği şikayet dilekçeleri, kamera görüntü çözümüne ilişkin tutanaklar, site içi kamera kayıtları, tanık beyanları ve özellikle davacının vermiş olduğu yazılı savunmasına göre davacının güvenlik görevlisi olarak çalıştığı sitede görevli dava dışı kadın hizmetliye yönelik tedirgin edici, sıkıntı verici ve güvenliğinden kuşku duymasına yol açar nitelikte davranışlarda bulunduğu anlaşılmış olup işçinin sadakat borcu, işverenin işi ve işyeri ile ilgili hukuken haklı menfaatlerini korumayı, işverene zarar verecek ve risk altına sokabilecek davranışlardan kaçınmayı da gerektirdiği gözetildiğinde, davacının ispatlanan eylemlerinin, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar olduğu ve feshin haklı nedene dayandığı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.