Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/17944 E. 2018/25172 K. 22.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/17944
KARAR NO : 2018/25172
KARAR TARİHİ : 22.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işyerinde 01.01.2014-24.09.2014 tarihleri arası çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla ihbar tazminatı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ile fazla mesai alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalı işyerinde 15.03.2014 tarihinde çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin mazeretsiz devamsızlık nedeniyle feshedildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece toplanan deliller ve yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İş hukukunda çalışma olgusunu ve hizmet süresini ispat yükü, bunu iddia eden işçiye düşer. Çalışma olgusu her türlü delille kanıtlanabilir. Çalışmanın ispatı konusunda, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Özellikle iddia edilen çalışma döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki işverenlerin araştırılması ve kayden görünen işverenlerle işçi arasında iş görme ediminin yerine getirilip getirilmediği, kaydın ne şekilde oluştuğu araştırılmalıdır.
İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Tanıklar belirli bir dönem çalışmışlarsa ve başkaca delil yok ise beyanlarının belirtikleri dönemle sınırlandırılması gerekir.
Somut olayda, davacı işçi, davalı işyerinde 01.01.2014-15.03.2014 tarihleri arası çalışması Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeksizin çalıştığını ileri sürmüş, davalı işveren davacının 15.03.2014 tarihi öncesi çalışması bulunmadığını savunmuştur. Davacının 15.03.2014 tarihi öncesi dönem yönünden çalışma olgusunu ispatlayamadığı kabul edilmiş ise de tüm dosya kapsamı ve özellikle davacı tanığı …’ın beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı nezdinde Kuruma bildirilen 15.03.2014 tarihinden iki ay önce çalışmaya başladığı anlaşılmış olup Mahkemece yanılgılı değerlenme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez.
Somut uyuşmazlıkta davalı tarafından ibraz edilen 15.03.2014-19.09.2014 tarihleri arası döneme ilişkin işyeri giriş çıkış kayıtlarına göre davacının fazla mesai ve hafta tatili çalışması bulunmadığı kabul edilmiş ise de söz konusu kayıtlar ve davacının fazla mesai tahakkuku bulunan ve imzalı ücret bordroları birlikte değerlendirildiğinde 15.03.2014-19.09.2014 tarihleri arası dönemde davacının bir hafta beş gün bir hafta yedi gün olmak üzere çalıştığı ve hafta tatili çalışmasının ispatlandığı, yine 2014 yılı temmuz ayı ve sonrası dönem yönünden haftalık kırk beş saati aşan çalışmaları olduğu, 15.03.2014 tarihi öncesi dönemde ise tanık beyanlarına göre hafta tatili ve fazla çalışmalarının ispatlandığı anlaşılmış olup davacının hafta tatili ve fazla mesai alacaklarının reddi isabetli olmamıştır. Hal böyle olunca davalı tarafça ibraz edilen işyeri kayıtları ve işyeri kaydı bulunmayan dönem yönünden tanık beyanları değerlendirilerek davacının yapmış olduğu hafta tatili ve fazla çalışmalar tespit edildikten sonra dava konusu hafta tatili ve fazla mesai alacaklarının hesaplanması gerekirken eksik inceleme ve değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.