Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/17810 E. 2018/24248 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/17810
KARAR NO : 2018/24248
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Üniversitenin yemekhanesinde alt işveren şirket işçisi olarak yemek dağıtım ve servis işinde Ocak 1999- 11.09.2012 tarihleri arasında çalıştığını, ödenmeyen fazla mesai ve genel tatil ücretlerini talep etmesine rağmen ihalenin 3-6 ay arasında değişmesi nedeniyle ödeme yapılmadığını, hizmet alım süresinin 1 yılı aşmadığı gerekçesiyle yıllık izin de kullandırılmadığını, son şirketten de fazla çalışma ve genel tatil hakkını talep etmesine rağmen şirketin ihaleyi yeni aldığı gerekçesiyle ödeme yapamayacağını bildirip, kendinden önceki dönemden sorumlu olmayacağını, eğer bu şekilde çalışamayacaksa işi bırakması gerektiği söylenerek iş akdine son verildiğini, ayrıca kendi dönemiyle ilgili kıdem ihbar tazminatı ödeyeceklerini bildirip bazı belgeler imzalatılmış ise de ödeme yapılmadığını beyanla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusla bayram genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. Ayrıca davacı davasını ıslah ettiği halde, ıslahın sehven gözardı edilerek kısa kararda fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak hüküm kurulmuş olması nedeniyle gerekçeli kararın da kısa karar ile uyumu gözetildiği hükmün gerekçesinde belirtilmiştir.

Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği uyuşmazlık konusudur.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı hak sahibine karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı sebeple derhal fesih hakkı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin süreli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı Kanun’un 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında İş Kanununda işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverence tazminatların derhal ödenmesi ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
İşverenin haklı fesih sebeplerine dayanarak işçiye istifa dilekçesi vermesi halinde baskı uygulaması sonucu düzenlenen istifa dilekçesine de gerçek anlamda istifa olarak değer vermek mümkün olmaz. Dairemizce bu gibi hallerde feshin işverence gerçekleştirildiği, ancak işveren feshinin haklı olup olmadığını değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
İşçinin haklı sebeple derhal fesih sebepleri mevcut olduğu ve buna uygun biçimde bir fesih yoluna gideceği sırada, iradesi fesada uğratılarak işverence istifa dilekçesi alınması durumunda da istifaya geçerlilik tanınması doğru olmaz. Bu ihtimalde ise işçinin haklı olarak sözleşmesini feshettiği sonucuna varılmalıdır.
İstifa belgesine dayanılmakla birlikte işçiye ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmiş olması, Türkiye İş Kurumuna yapılan bildirimde işveren feshinden söz edilmesi gibi çelişkili durumlarda, her bir somut olay yönünden bu çelişkinin istifanın geçerliliğine etkisinin değerlendirilmesi gerekir.
İstifa belgesindeki ifadenin genel bir içerik taşıması durumunda, işçinin dava dilekçesinde somut sebepleri belirtmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu halde de istifanın ardındaki gerçek durum araştırılmalıdır.
İş sözleşmesinin istifa ile sona ermesi halinde işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanması mümkün olmadığı gibi, ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanılamaz. Bundan başka işçinin işverene ihbar tazminatı ödemesi yükümü ortaya çıkabileceğinden istifa türündeki belgelerin titizlikle ele alınması gerekir. İmzaya itiraz ya da metin kısmına ilaveler yapıldığı itirazı mutlak olarak teknik yönden incelenmelidir.
Dosya içeriğinden, 01.02.1999 tarihinden beri alt işverenler nezdinde davalı Üniversite yemekhanesinde yemek dağıtım ve servis görevlisi olarak çalışan davacının, 11.09.2012 tarihli dilekçesinde “ailevi nedenlerden dolayı kendi isteğimle istifa ediyorum. Şirketinizden maaşım dışında alacağım yoktur. ” ifadesiyle istifa ettiğini belirttiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, mahkemece, davacının istifa ettiği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ise de, karar dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacının, istifa konulu dilekçesindeki ifadeler ve metin ayrıntılı incelendiğinde, dilekçenin davacı işçiye dikte ettirildiği ve davacının iradesi ile istifanın gerçekleşmediği izlenimi edinilmektedir. Diğer yandan, işçinin, hiçbir sebebi yok iken kıdem tazminatı alacağını bertaraf edecek şekilde işten ayrılması da hayatın olağan akışına aykırıdır. Ayrıca işverence SGK’ya bildirilen işten ayrılış fesih kodu 04′ tür. (İşverence haklı sebep bildirilmeksizin fesih) Şu halde, istifa dilekçesine itibar etme imkanı bulunmadığından, davalı tarafça haklı feshin ispatlanamadığı kabul edilerek, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Davacı davasını 03.06.2015 tarihinde ıslah edip ıslah harcını da yatırdığı halde ıslaha değer verilmeksizin hüküm kurulması da isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.11.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.