Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/17630 E. 2019/2368 K. 05.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/17630
KARAR NO : 2019/2368
KARAR TARİHİ : 05.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin 22/08/2007- 22/10/2012 tarihleri arasında davalı şirkete ait otel işyerinde resepsiyon bölümünde çalıştığını, iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücret alacakları bulunup bulunmadığı hususunda uyuşmazlık mevcuttur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda; dosyada bulunan belgeler incelendiğinde; davalı otel işyerinde 14.06.2012-26.06.2012 ve 12.07.2012 tarihlerinde … iş müfettişlerince genel teftiş yapılmak suretiyle yasal mevzuata göre eksik ve hatalı işveren uygulamaları tespit edilerek giderilmesi hususunda davalı işverene süre verildiği, akabinde 12.12.2012 tarihinde bildirim konusu eksikliklerin giderilip giderilmediğinin ayrıca denetlendiği anlaşılmıştır.
İş Müfettişlerinde düzenlenen 12.07.2012 tarihli ilk raporun mevzuata aykırılık ve noksanlıklar başlıklı bölümünün 7/g maddesinde; ön büro bölümünde resepsiyonist olarak çalışan işçilerin mayıs aylarında hafta sonları,haziran,temmuz,ağustos ve eylül aylarında çalıştıkları her fiili gün için ortalama 1 saat fazla çalışma yaptıkları yönünde tespitin yer aldığı, sonrasında düzenlenen denetim raporunda ise, mevzuata aykırılık ve noksanlıklardan giderilenler başlıklı bölümün 7. maddesinde; işyerindeki diğer işçiler yönünden ödemelerin yapılmış olmasına karşın, davacının yargı yoluna gitmiş olması nedeniyle henüz ödeme yapılmadığına dair işveren tarafından yapılan açıklamanın yer aldığı görülmüştür.
Davacı iş akdini 22/10/2012 tarihinde feshetmiş, alacak davasını ise 07.12.2012 tarihinde açmıştır.2012 Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim aylarında davalı işyerinde çalışmasını sürdürmüştür. Buna göre;dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın teftiş raporu, davacı tarafından düzenlenen 22.11.2012 tarihli ihtarname, davalı tarafın tanık beyanları ve işin niteliği dikkate alındığında davacının davalı işyerinde Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında resepsiyonist olarak çalıştığı, her fiili çalışma günü için 1 saat fazla mesai yaptığı iş müfettişi raporuyla belirli olduğundan, davacının bordrolarda tahakkuk ettirilerek ödendiği tespit edilecek tutarlar mahsup edilmek suretiyle fazla çalışma ücret alacaklarına hükmedilmesi gerekirken, alacağın reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 05.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.