Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/17369 E. 2018/23785 K. 07.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/17369
KARAR NO : 2018/23785
KARAR TARİHİ : 07.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı isteminin özeti:
Davacı, kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının yıllık izin ücreti alacağı olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.
a) Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işverende 15 yıl 4 ay 27 gün çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 296 gün olduğu belirlenmiş ve davacının hiç izin kullanmadığı kabul edilerek karar verilmiştir. Davacının uzun yıllar (15 yıl boyunca) yıllık ücretli izin kullanmadan çalışması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asil çağrılarak çalışma süresi boyunca yıllık izin kullanıp kullanmadığı konusundaki beyanının alınmasından sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmelidir.
b) Kabul şekline göre; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının çalışma süresine göre hak kazandığı yıllık ücretli izin süresi de hatalı hesaplanmıştır. Yıllık ücretli izin alacağı hak kazanılan tarihte yürürlükte bulunan yasaya göre hesaplanmalıdır. Davacının hizmetinin bir bölümü 1475 sayılı Yasa döneminde geçmiş olmasına karşın hak kazanılan ücretli izin süresinin sadece 4857 sayılı Yasaya göre hesaplanmış olması hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir.
c) Aynı zamanda, 15 yıl 4 ay 27 gün hizmeti tespit edilen davacının hizmetinin 16. yılını tamamladığı kabulüyle fazladan izin süresi hesaplanması da hatalı olmuştur.
3-Diğer yandan, dava dilekçesinde davalı tarafın … olarak gösterildiği görülmektedir. Ancak, davalı vekili 24.06.2014 tarihli celsede müvekkili şirketin adının dava dilekçesinde … yazılmış ise de, doğrusunun … olduğunu beyan etmiştir. Davaya verilen cevap dilekçesi … Tarım Hay. İnş. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. adına verilmiş olup sunulan vekaletnamede aynı şirkete ilişkindir. Islah dilekçesinde de davalı bu kez … olarak gösterilmiştir. Davacının son işverenin tam unvanının dosyadaki ticaret sicil kayıtları, vergi levhası, ücret bordrolarına göre … Tarım Hayvancılık İnşaat Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, dava dilekçesinde davalı taraf isminde maddi hata yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, karar başlığında davalı tarafın … olarak gösterilmesi de hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.