Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/17315 E. 2018/24377 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/17315
KARAR NO : 2018/24377
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi tarf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 03/09/2012 – 09/09/2013 tarihleri arasında davalı şirkette pazarlamacı olarak aralıksız çalıştığını, fazla mesai ve genel tatil alacaklarının ödenmemesi ve psikolojik baskı sebebiyle iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple fesih edildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile birkısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı cevap dilekçesi ibraz etmemiş; yargılama aşamasındaki beyanlarında davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, süresi içerisinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının ücretinin miktarı ihtilaflıdır.
Somut olayda, davacı fesih tarihi itibariyle net 1.300 TL ücret aldığını beyan etmiş olup, mahkemece ücretin düşük gösterilmesinin fesih sebebi yapılmamış olması ve 24/03/2014 tarihli davacı tarafından … Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne yapılan müracaatta bir kısım ücretinin elden ödendiğine dair bir iddiada bulunulmamış olması dikkate alınarak davacının ücret miktarı konusundaki iddiasını ispatlayamadığı kabul edilerek işyeri kayıtları doğrultusunda son dönem ücret bordrosunda belirtilen brüt 1.055 TL ücret aldığı kabul edilmiştir. Davacı 24/03/2014 tarihli … Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne yapmış olduğu şikayet başvurusunda ücretini brüt 1.750 TL olarak belirtmiş olup, davacı tanıkları da davacı iddiasını destekler mahiyettedir. Bu sebeple davacı tanıkları beyanları, işin niteliği ve tüm dosya kapsamına göre davacının ücretinin net 1.300 TL olduğu kabul edilmek suretiyle işçilik alacaklarının hesaplanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3- Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağına hak kazanığ kazanmadığı ve ulusal bayram-genel tatil günlerinde çalışması bulunup bulunmadığı hususu ihtilaflıdır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bakımından da geçerlidir.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanıklarının beyanı doğrultusunda, davacının haftaiçi 08.00-19.00, cumartesi günü ise 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığı, 1 saat ara dinlenme kullandığı, haftalık 13 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Her ne kadar davacı tanıkları davalı işverene karşı derdest davaları bulunduğunu beyan etmiş iseler de, UYAP’tan yapılan kontrolde tanık …’nin … 3. Iş Mahkemesinin 2013/40 esas ve 2014/485 karar sayılı dosyasına kayıtlı davalı işverene karşı açılmış davasının bulunduğu, ancak davalı tarafından temyiz isteminden vazgeçilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi tarafından … Esas ve 2015/419 Karar sayılı ilam ile 22.01.2015 tarihinde davalının temyiz talebi feragattan ret edildiğinden davacı vekilinin davadan feragat dilekçesinin dikkate alınmasına yer olmadığına karar verildiği, işbu dava dosyasında ise tanığın 10.04.2015 tarihinde dinlendiği anlaşılmaktadır. Davacı tanığının dinlendiği tarih itibariyle husumetin sona erdiğinin kabulü gerekmektedir. Diğer davacı tanığı ise beyanında husumetli olduğunu belirtmiş olup, husumete ilişkin UYAP kaydına rastlanmamıştır. Bu sebeple davacının, dinlendiği tarihte husumetli olmayan tanıklar ile ortak çalışma dönemi tespit edilerek fazla çalışma alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının yalnızca ortak çalışma dönemleri bakımından hesaplanması gerekirken tüm çalışma dönemi bakımından tanık beyanlarına itibar edilerek hesaplama yapılması hatalıdır. Öte yandan, davacının 03.09.2012-09.09.2013 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilmesine rağmen, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının 01.01.2012 tarihinden itibaren hesaplanması da hatalı olmuştur. Ayrıca kapsamdaki ödeme kayıtları doğrultusunda imzasız ödeme bordrolarındaki fazla çalışma tahakkuklarının ödenip ödenmediği araştırılarak, ödendiğinin sabit olması halinde bu tahakkukların da mahsubu gerekirken dikkate alınmaması da hatalıdır. Mahkeme kararı belirtilen sebeplerle hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

F.K.