Yargıtay Kararı 22. Hukuk Dairesi 2017/17284 E. 2018/24363 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 22. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/17284
KARAR NO : 2018/24363
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren yanında 27.11.2007-10.10.2014 tarihleri arasında çalıştığını, ilk dönem çalışmasının kantin işletmecisi olarak haftada 6 gün 07:00-19:00, pazar günü ise 10:00-14:00 saatleri arasında geçtiğini, 2011 yılı Temmuz ayından itibaren poliklinik sekreteri olarak çalışmasına devam ettirdiğini ve bu dönemde hafta içi 08:00-18:00, cumartesi günü 08:00-15:00 saatleri arasında çalıştığını, iş akdinin feshedildiği tarih olan 10.10.2014 tarihinde kıdem ve ihbar tazminatının ödendiğini ancak diğer alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının haftalık çalışma süresinin 45 saati aşmadığını, davacının ibraname vererek dava konusu alacakların ödendiğini, davacıya yıllık izinlerin kullandırıldığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapılmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışması bulunup bulunmadığı hususundadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, davacının 27.11.2007-10.10.2014 tarihleri arasında davalıya ait özel hastanede bir dönem kantin işletmecisi, bir dönem ise sekreter olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı, dava dilekçesinde 2011 yılının temmuz ayına kadar kantin işletmecisi olarak, sonrasında ise sekreter olarak çalıştığını beyan etmiş olup; mahkemece hükme esas teşkil eden raporda, davacının çalışma dönemlerinin yanlış belirlendiği anlaşılmaktadır. Davacının sekreter olarak çalıştığı dönem bakımından, haftaiçi 08.00-18.00, cumartesi 08.00-14.00 saatleri arasında çalıştığının kabulü yerinde ise de, davacının kantin işletmecisi olarak çalıştığı dönemin tespiti hatalı olmuştur. Zira davacı tanıklarından … dinlendiği sırada davalı ile husumetlidir. Diğer davacı tanığı …’in ise hangi tarihlerde davalı işyerinde çalıştığı anlaşılamamaktadır. Davalı tanıklarının ise davacının kantin işletmecisi olarak çalıştığı döneme ilişkin görgüye dayalı bilgileri bulunmamaktadır. Bu sebeple öncelikle davacı tanığı …’in davalı işyerinde çalıştığı tarihleri gösterir sigorta kayıtlarının getirtilerek ve gerekirse tanık yeniden dinlenerek davacının kantin işletmecisi olarak çalıştığı dönem tespit edilmeli ve bu dönem bakımından davacı ile tanığın ortak çalışma dönemi dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır.
3-Taraflar arasında davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma yapıp yapmadığı hususunda da uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel Sağlık Sigortası (GSS) Türkiye’deki sosyal güvenlik kurumları olan Emekli Sandığı, Bağkur, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), Yeşilkart’ı tek bir çatı altında, GSS çatısı altında toplamayı hedeflemiştir. MEDULA bu çalışmanın bilişim ayağıdır. Devlet hastaneleri, özel hastaneler, üniversite hastaneleri, diyaliz merkezleri ve daha bir çok sağlık kuruluşunun verdikleri hizmet, kullandıkları tıbbi malzeme ve ilaçların bedelinin geri ödeme kurumu tarafından ödenmesi için GSS MEDULA web servislerini kullanmaları gerekmektedir. GSS MEDULA web servisleri aracılığıyla hak sahipliği ve sözleşme doğrulama yani provizyon alma hizmeti alınmakta ve böylece hasta kabul ve sevk işlemleri yapılabilmektedir. Provizyon alma işleminin mümkün olmadığı hallerde acil hariç hastanede çalışma yürütülmesi bu hali ile mümkün değildir.
Somut olayda, davacı tanık beyanları esas alınarak davacının dini bayramlar dışında çalıştığı kabul edilmek suretiylu ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hesaplanmıştır. Ancak davacı tanığı … dinlendiği esnada davalı ile husumetli olup; diğer davacı tanığının konuya ilişkin beyanı bulunmamaktadır. Davalı tanıkları ise davalıya ait hastanede resmi ve dini bayramlarda çalışma olmadığını beyan etmişlerdir. Bu nedenle davalı vekilinin bu talebi üzerine durularak istek dönemini kapsar şekilde MEDULA sistemi üzerinden milli bayram ve genel tatil günlerinde provizyon almanın mümkün olup olmadığı, hangi branşlara hangi tarihten itibaren provizyon alma hizmeti verildiği sorulmalı, yazı cevabı geldikten sonra davacının yaptığı iş, tanık anlatımları ve toplanmış tüm deliller birlikte değerlendirilerek çizge bulunan dönem bakımından bunlar dikkate alınarak davacının milli bayram ve genel tatil çalışması olup olmadığı konusunda sonuca varılmalıdır. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.